16 Nisan'daki halk oylamasına Batı'nın direkt müdahil olması,içerideki hayır'cıların elini iyice zayıflatmış durumda. Batılı devletlerin bu kadar hırçınlaşması halk oylamasının aslında ne kadar önemli bir adım olduğunu da kavramamıza yardımcı oldu. Avrupa devletleri kendilerini ve değerlerini (!) adeta inkar edercesine nasıl bu kadar çirkefleştiler?

Nasıl olur da kendi elleriyle ikinci Dünya savaşı öncesi konumlarına dönüp faşizmi ve ırkçılığı hortlattılar?

Almanya'nın ittirmesi ile Hollanda'nın yaptığı devlet düzeyindeki,neredeyse savaş sebebi olacak saldırılar neyin nesi?

İşin özü 2010'dan itibaren tekerlerine çomak soktuğu için Gezi'de,17-25 Aralık'ta ve en son 15 Temmuz'da bitiremedikleri Türkiye'yi hiç olmazsa halk oylamasında hayır çıkmasını sağlayarak frenlemenin peşindeler. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Yok 400 vekil alamadı savaş çıkarttı,yok diktatör olmak istiyor ;yok tek adam olup saltanat kuracak yalanları sahiplerinin elinde bir bir patladığı gibi,şimdi de Amerika'nın gözden çıkarttığı,İngiltere'nin Brexit'le bırakıp kaçtığı Avrupa'nın,kendi kendini yiyip bitirmesini izliyoruz. Afrika ve Ortadoğu'daki menfaatlerine taş koymamız ve üçüncü hava limanı projesi ile milli gelirinin yüzde 23 'üne tekabül eden Lufthansa Hava Limanı'ndan elde ettiği serveti ülkemize taşıyacak olmamız,Almanya'yı çıldırtıyor. Taptıkları paranın bir kısmını ceplerinden çekip almamız bile yüzlerindeki maskeyi çıkarıp atmalarına yetti. Hollanda'nın maskesinin altından Vandallık, Almanya'nınkinden Hitler faşizmi çıktı! Almanya'nın şahsında Avrupa'nın bu çaresiz saldırganlığı Erdoğan ve Türkiye'nin elini güçlendirirken içerideki hayır'cılar da iyice köşeye sıkıştılar. Ne yapacaklarını ne söyleyeceklerini şaşırdılar. KK Hollanda'nın yaptığı çirkefliğe sabah kabul edilemez akşam ise Avrupa evet çıkması için çabalıyor,şeklinde şuursuzca tepkiler vermeye başladı. 2010'dan beri Erdoğan'ı devirmek için yaptıkları bütün hamleler geri tepip Erdoğan ve Türkiye her defasında daha da güçlendikçe böylesine şuursuzca ve ahmakça çözümlemeler yapmaları normaldir deyip geçiyoruz! Erdoğan'dan sonra ne olacak diye sorup sözde evet'çilerin aklını çelecekler. Zaten bütün bu düzenlemeler Erdoğan'dan sonrası için değil mi, be akılsız herifler. Sizin bu parlamenter sistem dediğiniz Teknokrat -Bürokrat sürüsü tekrar iktidar olmasın diye milleti milletin seçtikleri yönetsin diye sistem değişiyor zaten! Ne idüğü belirsiz tipler; Beştepe'ye çıkarıp millete ayar vermeyin diye,iki tane savcı kılıklı eşkıyanın kıçından uydurduğu delillerle iktidar partilerini kapatmaya çalışmayın diye sistem değişiyor! Seçilmiş Başbakanın kafasına MGK toplantılarında silah dayatılmasın diye,sistem değişiyor! Bir punduna getirip,bir koalisyonla iktidar ortağı olup memleketin bütün kazanımlarını heba etmeyesiniz diye sistem değişiyor!

On beş yıldır memlekette bunca güzel işler yapılmışsa,sizin o çok beğendiğiniz parlamenter sistemle değil,Erdoğan'ın güçlü liderliği sayesindedir. Dost-düşman herkesin kabul ettiği eğilmeyen başı, tükenmeyen cesareti sayesindedir. Bütün çabasına rağmen bürokratik bazı problemlerin üstesinden kendisi de gelememiş ve ülke bazı meselelerde hantal görüntü vermiştir. Bu hantallık 15 Temmuz'a giden yolda en önemli nedenlerden biri olmuştur aynı zamanda .Özetlersek , koalisyonlara mahkum olmamak için, istikrar için, zenginleşmek için, IMF'in eline tekrar düşmemek için,darbeleri tarihe gömmek için,ülkede huzur ve güvenin tesisi için ve en önemlisi de Ortadoğu coğrafyasındaki yangını daha hızlı söndürmek için sistem değişmeli diyoruz.

NOT:1)Kaset kumpasıyla gönderildiğinde üzülmüştük.Her ne kadar partisine karşı hiç bir yakınlığım olmasa da bir siyasi lidere yapılan bu alçaklığa karşı çıkmıştım. Fakat şimdi öyle bunakça bir laf etti ki az bile yapmışlar kendisine diyesim geldi!

2)Neredeyse 6 yıldır 3  milyona yakın mülteciyi misafir eden kendi ülkesini,50-60 tane mülteci alacak diye kırk takla atan gavur batıya karşı zor duruma düşürmeye çalışmak ve "Avrupa'yı mültecilerle tehdit etmek utanç verici " demek,bence daha utanç verici!