Geçen hafta yazımı yazarken darbe girişimine tanıklık etmiştik. Bu haftaki yazıya başlarken bir daha aynı girişimlere tanıklık yapmamayı temenni ederek darbe girişimi ve sonuçlarını değerlendirmek istiyorum.

15 temmuz gecesi saat gece 10:00-10:30 sularındaki başlayan ve bir anda tüm ülkeyi dehşete düşüren olaya tanıklık yaptık. Cumhuriyet döneminde ülkenin en büyük korkusu haline gelen askeri darbeleri unutmaya başladığımız bir dönemde bu kez FETÖ 'nün etkisindeki bir kısım TSK ve emniyet mensubu terörist ülkenin meşru seçilmişlerini görevden aldıklarını ve kendilerinin ülkeyi yöneteceklerini devletin televizyonundan resmen duyurdular. Ülkemizin geçmiş tarihinde yaşanmış darbelerdeki aynı yönetme esas alınmıştı. Geçmiş darbeler döneminde televizyondan okunan darbe bildirilerinden hemen sonra şapkasını alarak yönetimi terk eden iktidarlar gibi günümüz iktidar partisi ve devlet başkanının da şapkasını alarak gidecekleri düşülmüştü belki. Ancak darbe bozuntularının bu hesabı tutmamıştı. Zira,hükümetin başı olan Başbakan Binali YILDIRIM olsun Devlet Başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN olsun darbe bildirisin tanımadıklarını yüksek sesle ve kararlı şekilde kısıtlı imkanlarla kamuoyuna duyurma başarısı sağladılar. Darbe girişiminde en kritik noktaydı bu husus. Çünkü korku ve panikle hareket edilmiş olsaydı Türkiye bu gün FETÖ'nün etkisinde bir yönetimle yönetiliyor olacaktı. Darbe girişiminin hemen başında sivil insanlara hedef gözeterek Ateş edilmiş ,vatandaşın malına hasar verilmiş, polis merkezleri,MİT binası,TBMM gibi bir çok resmi kurum bombalanmış olmasının yanında önemli yollar ve havalimanlarının da hakimiyet altına alınmış olması darbenin gerçekleştiğinin emareleri olarak kabul etmek gerekir. Geçmiş dönemlerde yaşadığımız darbelerde benzer durumların olduğunu kabul etmemiz gerekir aslında. Ancak iletişim ve bilişim teknolojisinin hakim olduğu günümüzde kısıtlı imkanlarla halkla sağlanan iletişi sayesinde halkın sokaklara ve meydanlara çıkarak iradesine sahip çıkması ,FETÖ ' nün darbe planını akamete uğratma başarısını göstermiştir. Bugün için darbe girişiminde not edilecek hususlar sıralansa;

1- Devlet Başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN ve Başbakan Binali YILDIRIM 'ın ilk andan itibaren kararlı mesajlarıyla darbe girişimini kabul etmediklerini deklere etmeleri,

2- Milli iradenin gerçek sahibi halkın meydanlara davet edilmesi ve halkın da ölümü de göze alarak icabet etmesi,

3- FETÖ yapılanması dışında kalan devlet kurumlarının darbe girişimine şiddetle tepki koyması,

4- Görsel ve yazılı medyanın çok büyük bir kısmının darbe karşıtı yayınlarının yapılması ülke tarihinde yaşayabileceğimiz en kanlı ve en karanlık darbe ihtimalini ortadan kaldırmıştır.

5- Meclis'te temsil edilen tüm partilerin darbeyi kabul etmediklerini ağız birliği içerisinde dile getirmiş olması da üzerinde durulması ve darbeyi savuşturmamızı sağlayan en önemli sebepler olarak kabul etmemiz gerekir.

Girişimin üzerinden 10 gün geçmiş olmasına rağmen halkın halen meydanlarda olması ve demokrasi nöbetlerini tutuyor olması taktir edilmesi gereken en önemli husustur. Darbenin temel hedefi ülke yönetimini ele geçirmek olarak kabul etsek te kaybedecek olan ülkenin demokrasisi,siyasal istikrar ve düzeni,ekonomik istikrarı ve sosyal yaşamının olduğunu bilmemiz gerekir. Fikrimiz,düşüncemiz ve siyasal tercihlerimizin hiç birisi darbeyi kabul edecek gerekçe sunamaz bizlere. Son darbe girişiminden sonra ülkemizde darbeler döneminin tamamen kapandığı ve bir daha hiç bir kimse ve kimselerin bu düşünceye tevessül etmeyeceğine olan inancımla hayatını kaybeden vatandaşlarımızın anısı önünde saygı ile eğilir, Allahtan rahmet ve yakınlarına başsağlığı, yaralı vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.