Yeni Anayasa ve koşullar!
Türkiye’nin içinde bulunduğu, yaşadığımız bu koşullarda yeni bir Anayasa olur mu?
Başbakan, ‘Bu konuda son aşamaya geldik’ diyor, demesine de mevcut koşullarda yeni bir anayasanın parlamentodaki aritmetikle kabul görme ihtimali var mı?
Ona bakmak gerekir.
Yeni Anayasa, Türkiye’nin geleceğinin garantisi olarak devreye sokulmak isteniyorsa, huzurlu ve toplumsal mutabakatlı bir Anayasa olması gerekmiyor mu?
Türkiye huzurlu mu?
Yurttaşlar arasında toplumsal mutabakat sağlanmış bir durumda mı?
Bu sorulara ‘Evet’ diyemiyorsak, yeni bir anayasada ısrarcı olmanın geleceğe bir katkısı olmayacaktır.
Sürekli geçmişe sarılarak övünen, gelecek için ise gerçekleşmesi mümkün olmayan vaatler ve umutlarla mutlu olmaya çalışan bir toplum, yönetenler, neden şimdiki zamanını sorgulamaz?
Geçmiş; Ders çıkarılarak üzerine bir şeyler katıp, büyüyorsa anlamlı ve güzeldir.
Gelecek; Bugün kimlikli, sağlam duruşlu, kendisine ve çevresine saygı duyanların tesis edebileceği bir durumdur, gerçekçi olanda böyle bir durumdur.
Şimdiki zaman ise; Gerçek olandır.
Şimdiki zamanda ‘Biz ne yapıyoruz, ne kadar doğru yapıyoruz’ diye kendimizi sorguluyorsak, geleceği gerçekçi tesis ediyoruz demektir.
Şimdiki zamana bakıyoruz;
İçerisi yangın yeri
FETÖ-PKK-İÇ ÇATIŞMA ZEMİNİ-İŞLEVSİZ PARLAMENTO-CEZA EVLERİ TIKA BASA DOLU-
Dışarısı da yangın yeri
Nerede yangın varsa içine dalmış durumdayız.
Basit bir yangın olsa, ‘neyse, bizde bir el atalım, sönsün, bizi de sarmasın’ diyeceğiz, demesine de diyebileceğimiz bir durum değil, kendi mevcut durumumuzun karmaşıklığı nedeniyle.
Ortadoğu yangını bu, petrol ile eşe zamanlı yükselen, giderek harlanan, büyüyen, yok edici bir yangın.
İçerideki yangının dışarıdaki yangınla bağlantısız olduğunu düşünmek, elbette ki mümkün değil.
Özeti; İçeride ve dışarıda büyüyen iki yangın arasındayız.
İkisini de söndürme çabasının sunacağı bir başarı hesabı şimdilik tutuyor gibi gözükmüyor.
**
Bu ahval ve şart altında nasıl bir anayasa, neden yeni anayasa?
HDP parlamentoda devre dışı.
CHP’nin şu ya da bu şekilde devre dışı kalması için zeminler yaratılmaya çalışılıyor.
Geriye ne kaldı?
AKP ve MHP
Yetiyor mu?
Aritmetik yetersiz.
Toplumsal mutabakat yok, uyum yok.
Ne yapmak lazım?
Süratli gidişe bir fren yapmak, toplumun geniş kesimlerinin rızasına dönmek, yurttaşlar arasında giderek büyüyen kutuplaşmayı ortadan kaldırmak, komşu hukukuna dönmek lazım!
Dönülebilinir mi?
Dönüş yolu zor ama imkânsız değil.
Sonuçta; yönetenlerle yönetilenler arasındaki akitte uzlaşmak önemli.
Yeni yüzyıl için halkları ile barışık Türkiye’nin temelleri sağlam zeminlere oturtulacaksa neden olmasın?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.