Saffet Azbay…

Futbolla haşir neşir olmamızın serüveni çocukluk yıllarımıza dayanıyor. Herkes gibi bizim de futbola olan sevgimizin bir hikayesi var. Hem eğitim anlamında hem de hayatıma yön vermede üzerimde çok emeği olan ilk öğretmenim Vahdet Pekince’nin sayesinde futbolla tanıştım, sevdim ve bu soluksuz serüvende 30 yılı geride bırakmak üzereyiz. İlkokul yıllarımızda tarihi Galatasaray-N.Xamax maçında “evet çocuklar bugün dersimiz Galatasaray” diyerek gündüz oynanan o efsane müsabakayı sınıfın ortasında televizyon kurarak bizlere izlettiren bir öğretmenle başladı. Diyarbakırspor sevgisini de ondan aldık. Öğretmenimizden aldığımız izinle Diyarbakırspor’un deplasman maçlarına giderdik, iç sahada zaten bizden kaçmazdı. Eğitim ve sporu bir arada harmanlayarak bizi yetiştirdi. Bizim nesilden, sınıf ve sıra arkadaşlarımız bu anlamda çok şanslıydı. Vahdet hoca bize spor sevgisini aşılarken farklı takımlara ve renklere sevgiyi, saygıyı da aşıladı. Futbolun bir oyun olduğunu, rekabetin sporun doğası içerisinde olması gerektiğini anlatırdı. Tabi ki birçok insan gibi bizim de tutkuyla bağlı olduğumuz takım ve takımlar oldu. Hırçınlaştığımız, işin dozunu kaçırdığımız dönemler yaşadık. Bunlar zaten insanın doğasında var. Ancak hiçbir dönemde bu son 20 -25 yıldaki gibi futbol amacının dışına çıkmadı. Her takımın taraftarının her deplasmana gittiği, deplasman yasaklarının olmadığı, hatta ezeli rakip olan takımların taraftarlarının iç içe maçlar izlediği dönemlerde yetiştik. Olaylar olurdu ama bunlar lokal gelişen olaylardı. Şimdi öyle mi? Neredeyse liglerimizde olaysız maçlar geçmiyor. Hakem hataları eskiden de vardı, adil olmayan ve başkalarının emeğini alıp başkalarına veren yönetimler hep vardı. Bu manada hakemlik müessesesinin mazisi maalesef çok parlak değil. Yıllar yılı çalışma yapılarak buna çözüm arandı. Son olarak işin içine teknoloji girdi. FİFA ve UEFA, VAR sistemini devreye soktu. Ne yazık ki iyi, liyakatlı ve işin ehli insan yetiştirme konusunda sorunlu olan ülkemizde VAR sistemi de yine insan unsurumuzdaki eksiklikten ve zaafımızdan dolayı çare olmadı. Tartışmaları bitirmek bir yana dursun, VAR’daki uygulamalardan dolayı hakemler hiç olmadığı kadar tartışılmaya başlandı. Evet, VAR’ı getirdik ama VAR’ın başındakiler ve sahada görev yapanlar yine o eski liyakatsızlar, eyyamcılar. Kafa yapısı değişmedikten sonra dünyanın en iyi teknolojisini getirseniz ne yazar? Bak işte zaten değişen bir şey olmadı, aksine güven duygusu daha da azaldı.

Çare iyi ve liyakatlı insan yetiştirmek. Çözüm, saha dışı etken ve güçlerin elini futboldan çekmesi, adil ve objektif bir sistemin hayata geçirilmesidir.

Hemşerimiz olan, benim de çok yakından tanıdığım, sevdiğim ve değer verdiğim Nihat Özdemir federasyon başkanlığına aday oldu. Uzun süredir bunu bekliyorduk. Sayın Özdemir iş insanı sıfatıyla Türk sporuna ve bölge kulüplerine çok değerli maddi/manevi katkılar sunmuştur. Bazı insanlar vardır ki makamlara değer katarlar. Nihat Özdemir de böyle bir profille federasyon başkanlığına geliyor.  Bilgi ve birikimi ile adil bir yönetim tarzıyla ve hayata geçireceği projelerle ülke futboluna çağ atlatacağına inanıyoruz.