“Bu anlayışla üst ligler hayal”
Saffet Azbay
Türkiye futbol liglerinde bir sezon daha Diyarbakır için hayal kırıklığı ile sonuçlandı. Diyarbakırspor’un profesyonel liglere veda etmesinden sonra kentin üzerine deyim yerindeyse karabulutlar çöktü. Son 9 yılda Türkiye’nin en üst iki liginde temsil edilmeyen Diyarbakır, cumhuriyetle yaşıt olan spor mazisinde ilk kez bu tabloyu yaşıyor. 2013-2014 sezonundan beri 2.Lig ve 3.Lig’de mücadele eden iki profesyonel takımımız, bu sürede 7 kez Play-Off oynamalarına rağmen üst lige çıkamadılar. Her sene en azından Play-Off heyecanı yaşayan Diyarbakır bu sezon bundan da mahrum kaldı.
Bu kentin ahalisine bir kez daha başka kentlerin şampiyonluk hikayelerini takip edip içten içe yanmak kaldı. Televizyon başında başka kentlerin şampiyonluklarını izlemek zorunda kalan Diyarbakırlılar öyle sanıyorum ki benim gibi “biz niye yokuz? Biz niye şampiyon olamıyoruz?” sorusunu kendilerine sorarak burukluk ve üzüntü yaşamışlardır. Kendi düşen ağlamaz misali bu tablonun sorumlularını dış etkenlerden aramak bize sadece zaman kaybettirmek olur, çünkü elimizdeki değer olan Diyarbakırspor’a bizler sahip çıkamadık, koruyamadık. Şimdi kaybetmenin bedelini hep beraber ödüyoruz.
Malatya, Gaziantep, Erzurum ve birçok kent bataklığa sağlanan kulüplerin yerine yeni kulüpler kurarak arka arkaya şampiyonluklarla üst liglere çıktı. Biz de aynı yolu denedik ama beceremedik. Çünkü biz bazı şeyleri eksik yaptık. Mesela kentteki bölünmeyi bitirmedik, siyasi imaj ve algılardan uzak tutamadık. Küçük ve kişisel çekişmelerin peşine düştük, birbirimize omuz vermek ve dayanışmak yerine birbirimizi engellemeye, birbirimize ayak bağı olmaya çalıştık. Birçok alanda olduğu gibi sporda da politize olan bir kent haline geldik. Yönetmede liyakatı, profesyonelleşme esas alınmadı. ”Küçük olsun benim olsun” , ya da “spordan anlaması, işin ehli olması önemli değil. Yeter ki bizim anlayışımızda olsun, bizim siyasi çizgimizden ve partimizden olsun” anlayışının kurbanı oldu Diyarbakır. Kentte bu anlamda inanılmaz bir hizipleşme var. Sporda tavan yapmış durumda. Sporda egemen olan kafalar, başarı için değil başarısızlık için enerji sarf ediyor. Kulis, dedikodu, akıl almaz hesaplaşmalar ne desen var. Tüm bunları ekarte edecek, insanları tek çatı altında ve ortak bir değer etrafında toplayacak bir anlayış, bu anlayışı hakim kılacak elit insanlar yok. Varsa da kimse sorumluluk almıyor. 33 bin kişilik muazzam bir stadımız var ama o stadyumu hak ettiği başarılarla dolduracak bir takımımız yok.
Ey Diyarbakırlılar, ne zamana kadar böyle devam edeceksiniz? Kasaba, semt takımlarının üst liglere çıkması sizlere bir şeyler hissettirmiyor mu? Diyarbakırspor’u kuran ve 45 yıl boyunca Türkiye liglerinin efsanesi haline getiren büyüklerimizin kemikleri şimdi sızlıyor, buna son vermeyi düşünmüyor musunuz?
Gelin bu bölünmeyi, parçalanmayı bir kenara bırakalım. Siyasi hesaplarımızı, ideolojik kaygılarımızı spor üzerinde etkin kılmaya son verelim. Tüm farklılıklarımızı bir güzellik olarak kabul edip ortak paydada buluşarak çözüm üretelim. Herkesin ve tüm kesimlerin, bileşenlerin benimseyeceği bir güç. Birliği modeli yaratarak kentimizi bu ayıptan kurtaralım. Aynı zihniyet ve kafa yapısından ısrar edersek bundan sonraki sezonlarda da başka kentlerin şampiyonluk hikayelerini izlemeye devam ederiz. Kendi hikayemizi yazmak tamamen bizim elimizdedir. Yeter ki siyasi hesaplardan ve kaygılardan uzak bir anlayışla hareket ederek birlik ve beraberlik ruhunu doğru insanlarla harekete geçirelim. Tercih sizlerin Diyarbakırlılar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.