Soma’dan sonra ne yazılabilir ki?
Soma felaketi beyinsel ve fikirsel üretimimizi bir anda engelledi.
Böyle bir felaketin ardından ne yazılabilir ki?
Toplumsal, siyasal, ekonomik manada böyle bir felaketin ardından farklı bir yazı yazmak için kol durdu, beyin tekledi, yürek adeta iflasın eşiğinde.
İstatistiklere göre Van depreminin felaket sonuçlarına bakıyorum; 600-700 arası bir kayıp var. İl genelindeki bu kayıplarla sadece bir maden ocağındaki kayıpları karşılaştırdığımızda, tartışma götürür bir sonuçla karşı karşıyayız. Durumu ‘normal iş kazası’ olarak değerlendirenler olabilir ancak, diri diri ocağın derinliklerine gömülenlerin sorumlusu sistemdir. Bütün maden ocaklarındaki kayıpların sonuçları da aynen sistemin sorumluluğuna işaret ediyor.
Ve sistem sayısız felaketin yaşanmışlığına rağmen maden ocaklarına dönük sorumluluğunu hiçbir zaman yurttaşının yaşam hakkının korunması adına gözden geçirmedi. Gözden geçirmiş olsa, Soma’da yaşanan son felaketi yaşamamış olacaktık.
Soma’da Başbakan’a, muhalefete, siyasilere gösterilen tepkiyi aslında sisteme karşı bir tepki olarak görüp algılamak gerekiyor. Sistem bu tür felaketlerin yaşanmaması için gerekli tedbirleri almadığı, yurttaşının yaşam hakkını garanti altına alacak yöntemler geliştirmediği sürece bu tür tepkilerin mutlaka muhatabı olacaktır.
**
Türkiye maden kazası ve ölümlerinde Dünya ülkelerine fark atan bir ülke konumunda. Maden devi olan Çin’i geride bırakan Türkiye’de 2014 yılı içinde yaşamını yitiren işçi sayısı 396. Soma faciası ile birlikte bu rakam 700’e ulaşacak. Bu rakamlar, sadece iş güvenliğinin sağlanamadığı maden ocaklarındaki kayıpların rakamı.
Bu konuda Uluslararası sözleşmelerden de kaçınan Türkiye, işçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanması konusunda dünya verilerine göre en güvensiz ülke konumunda. Uluslar arası Çalışma Örgütü ILO'nun, madenlerde işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili 176 sayılı sözleşmesini dünyada 24 ülke onaylarken, Türkiye ise emek örgütlerinin bütün girişimlerine karşın bu sözleşmeyi henüz imzalamadı.
İşte bu nedenle; bu tür facialar karşısında gösterilen tepkiler, sisteme yöneliktir. Sistem bu tavrında ısrar ettiği sürece, sistemin yürütücüleri de bu tür felaketlerin sonucunda tepkilerin muhatabı olmaya devam edecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.