Siyasette muhalefet fırtınası
Başkalarını, başka kurumları eleştirmek kadar insanın ya da kurumların kendilerini eleştirmek ve bunun içinden dersler çıkarmanın erdemliliğini yakaladığımız ve bunları yaşam biçimi olarak hayatımızın köşe taşı yaptığımızda kendimizle birlikte toplumun sorunlarının çözümüne katkı sunarız.
AKP iktidarının uyguladığı yöntemlerin pratikteki yansımalarının toplumun yararına olmadığı çok net. Bunun karşısında sadece eleştiri ve karşı çıkışla sınırladığımız duruşumuzun dışında ‘ne yapıyoruz’ diye kendimize bir soru yönelttiğimizde verdiğimiz/vereceğimiz cevabımızın ne olduğunu çok iyi analiz etmemiz gerekiyor.
‘Biz konuşuyoruz AKP yapıyor’!
Gerçekten de dedikleri gibi.
‘Durmak yok yola devam’ deyip önlerine kattıkları ne varsa üstüne basa basa ilerliyorlar. Açlık, sefalet, yıkım, yangın, ölüm, kan, kin, nefret. Aklımıza gelecek, hatta getiremediğimiz ne varsa, insanlık onurunu ayaklar altına alan her türlü eylemin faili konumundalar!
Bu fiili durumun faili olmalarına rağmen her şart ve koşulda bundan sıyrılmasını çok iyi beceriyorlar. Bu sıyrılma becerilerini ortadan kaldıracak, bunun kaynağını tıkayacak ve önleyecek, toplumu rahatlatacak beceriyi göstermek ise elbette ki onların tam tersini düşünen Biz/Bizlerin işi olmalı.
Parlamentoda grubu bulunan partiler ve parlamento dışı toplumsal muhalefetin ortaklaşması ile mümkün olabilecek karşı çıkışların zemini maalesef oluşmadı, oluşturulamadı. Parmakla sayılabilecek kadar diyemeyeceğimiz TV ekranlarında, gazete sütunlarında sitemle karışık eleştiri, analiz ve yorumlarımızın ne kadar karşılık bulduğunu da doğrusu tespit edemiyoruz. Bulduğu noktada ne kadar etkili olduğunu da göremiyoruz.
Parlamento dışındaki toplumsal muhalefet ne kadar etkili olursa olsun, asıl olan parlamento çatısı altındaki etkin bir muhalefetin yaratacağı fırtınadır. Parlamento çatısı altında beklenen fırtınanın esmemiş olması dışarıdaki toplumsal muhalefetinde direncini kırıyor.
HDP’nin 7 Haziran-1 Kasım arasında düşürüldüğü durum, çatışmaların bir tarafı olarak lanse edilmiş olmasının geniş bir kesimde görmüş olduğu kabul onların parlamentoda siyaseten mücadele verme şansını şimdilik kırmış durumda. (İktidarın amacı da buydu zaten, başardı gibi duruyor)
MHP ve CHP’nin kendi iç sorunları ile yoğun bir şekilde mücadele vermiş olması /AKP/Saray iktidarının yapmak istedikleri ile ilgili işini o kadar kolaylaştırıyor ki, parlamentodaki muhalefeti dikkate ve ciddiye almadıkları gibi, parlamento dışı toplumsal muhalefeti de yok sayıyorlar.
AKP’nin bütün bunlara rağmen yol gidişi elbette ki doğru bir yol gidişi değil. Mutlaka bir yerde tıkanacak ve daha fazla hata yapmaya yönelecektir. Oluşacak boşluğu ise mutlaka birileri dolduracaktır. Bu boşluğu mevcut durumun ve dönemin muhalefet partileri şimdiden doldurma gayreti içinde olmaz ise, gelecekle ilgili yönetim kurgusunun dışında kalma ihtimalleri çok yüksek olacaktır. Değişim-dönüşüm-yenilenme, oluşacak boşlukları doldurmak içindir. Yerinde sayan bir değişim, dönüşüm mantığı bulunduğu mevcut alanı koruyamayacağı gibi, düşüş gösterir.
O nedenle parlamentodaki muhalefetin dışarıdaki toplumsal muhalefeti de yüreklendirecek, harekete geçirecek, ortaklaştıracak siyasi fırtınalar yaratması gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.