Şeyhmus DİKEN

Şeyhmus DİKEN

Siyaset hangi kapıyı açmaya muktedir!

Siyaset hangi kapıyı açmaya muktedir!

Yıllar önceydi! Sohbetinden hayli keyif ve dahi feyiz aldığım bir bilge kişi anlatmıştı. Eski taş ustaları çok ustaca işler yaparlarmış. En uzmanı oldukları işler köprü ve duvar yapmakmış. Dünya durdukça üzerinde yürünecek ve insan tekinin birbirleriyle buluşmalarını sağlayan taş köprüler yaparlarmış. Ya da önünde duranın bir sanat eseri dediği güzellik ve sağlamlıkta duvarlar örerlermiş.

Ve sormuştu bilge kişi “siz hangi işi yapan usta olmak istersiniz! Buluşmaları sağlayan köprüler inşa eden ustalardan mı? Yoksa birbirlerini görmeye engel koyan duvarlar örenlerden mi?

Hayli düşünmüştüm. Sanki köprü yapıcısı olmak bana ve ruh halime daha sıcak selam yollamıştı. Köprüydü işte. Ulaşılmazı ulaşılır yapan.

Duvardı işte, neye yarayacaktı ki! Adı üzerinde son tahlilde duvardı işte. Evet, insan tekini korumaya alıyordu da! Ama başkaları ile de buluşmaya, ilişki kurmaya engel oluşturuyordu.

Hayli düşündüm. Sonra inandım ki; duvar örücüsü de köprü yapıcısı da aynı malzemeden besleniyordu. Dünya durdukça var olacak taşla hayatı şekillendiriyorlardı. Taşlardı bekâ, taşardı ebediyet. Taştan başka geriye ne bırakacaktı ki medeniyet…

Ez cümle; köprü yapmak da duvar örmek de hazır seçim sürecine girmişken siyasetçinin harcı olmalı.

Çatışmalı haller, engeller, zorluklar nedeniyle birbirlerine uzak düşmüşlerin ruh halini anlayıp buluşmayı gerçekleştirecek köprüler kurmalı siyasetçi. Hem bu köprüler sanıldığı gibi sadece taş köprüler değil, ruh zarafeti ve inceliğiyle inşa edilmiş gönül köprüleri de olmalı.

Ve tabi uzun ve kalın duvarlarla bırakınız birbirlerini görmeyi, birbirlerinin sesini duymayı, soluğunu, kokusunu hissetmeyi unutmuşların duvarlarından birbirlerinin evine kapılar açmayı becermeli siyasetçi.

Bir televizyon kanalında izlemiştim. Birbirine bitişik bahçeleri olan sokakların iki cephesindeki evlerin bahçelerindeki kapılardan diğer evin bahçesine ve diğer evin bahçesine ve sonraki evin bahçesine geçerek, gidilecek menzile ulaşan caddeye çıkarmış mahalle sakinleri. Başka diyarlardan gelenler böyle bir yürüyüş yolunu kullanmayı kavrayamayınca anlatırlarmış sakinler. Birbirimizin derdini, ruh halini, sorunlarını içselleştirerek daha iyi anlamak için. Bir de selam verip geçmek için…

Kürdistan kırk yıllık kirletilmiş savaşın hengamesi içinde çok acılar yaşadı. Hangi kapıyı çalsanız size acılarını gündelik hayatın rutini gibi paylaşacak milyonlar yaşıyor o duvarların arasında. Çıktıklarında o duvarların arasından ve bir araya geldiklerinde toplu ve gür sesli bir barış çağrıcısı oluyorlar. Duvarlardan birbirlerinin evlerine kapılar, yollar açıyorlar. Sonrada kurdukları köprülerle yıllarca birbirleriyle kanlı bıçaklı olduklarına barış elini uzatıyorlar.

Siyaset sahiden yeni bir kulvara giriyor. “Çatışma kültüründen Barışma kültürüne merhaba” dediğimiz bir yenidünya düzenine Kürt siyaseti merhaba diyor.

Şimdi alelusul ve ortaya çağrı yapmanın vaktidir. Gelin Barışın kapısını aralarken şimdiye dek barışamadıklarımıza köprü olalım. Belki de yeni dönem bunu istiyor bizden…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şeyhmus DİKEN Arşivi
SON YAZILAR