Savaşa hayır!
Savaşı ne içerde ne de dışarıda hiçbir şekilde istemediğimizi mümkün gördüğümüz bütün platformlarda çok yüksek sesle savaşmak isteyenlerin kulaklarına, gözlerine, beyinlerine haykırmak durumundayız.
‘Neden Savaşta ısrarcı olduklarını anlayamıyoruz’ diyeceğim ama ilk kez yüz yüze gelmediğimizden dolayı fotoğrafı kafamda canlandırıp çıplak duvara oturtuyorum.
Savaşı isteyenlerin varlık nedenlerinin gizleri o fotoğrafta duruyor.
Bizim kuşağın 40 yıllık tanıklığında o duvarda asılı vaziyette duruyor.
Çok tanıdık bir fotoğraf!
Sınır Ötesi
Bomba
Uçakların sorti sayısı
Ölü sayısı yarıştırma turları!
Emekli askerlerin TV ekranlarında derin stratejik bilgilendirmeleri!
Legal siyasetçilerin karşılıklı söylemleri
Mezar başlarındaki ağıtlar
‘kök kazıma’ mesajları!
Bunların tamamı tanıdık bir fotoğraf
Ve hala duvarda asılı duruyor
Biz/Bizler neden o fotoğrafı soldurup hiç bakılamaz hale getiremedik?
İktidar etmek, yönetmek, yönlendirmek için mi?
**
Devlet Bahçeli ve Mustafa Şentop HDP ‘kapatılsın’ diyor.
Hedefte her ne kadar HDP olsa da, niyetleri sadece burayla sınırlı değil.
Asıl mesele sol-sosyalist güçlerin birliğinin sağlanmış olması ve parlamentoya yansımasıdır.
Aslında böyle bir yansımayı hiç beklemiyorlardı. Siyaseten durumu iyi okuyamadıkları için 7 Haziran akşamı kendileri açısından durumun vahametini ancak kavrayabildiler.
Bahçeli’nin aynı akşam erken seçim açıklaması da bu nedenledir. Başkanlık hayalleri yok olan Saray iktidarı ve tebaanın kızgınlığı da bu nedenledir.
Sivil demokratik siyaset onların varlık nedenlerini ortadan kaldıracak bir durum olduğu için de savaşın, kaosun ipine sarıldılar.
**
Böyle bir kumara hiç gerek yoktu!
Halk, HDP’ye geniş bir sivil siyaset alanı yarattı.
HDP kendisi açısından var olma ya da yok olma alanını kendisi kullanmalıydı/kullanmalıdır.
Bir parti var ya da yok olacaksa parlamento çatısı altında olmalı bunlar.
Kaldı ki bu sadece HDP için geçerli olan bir durum değil, bütün partiler için de geçerlidir. Partilerin kapatılması için parlamento dışından medet uman bir zihniyetin hala parlamento çatısı altında bulunmuş olması ülkenin demokrasisi ve geleceği açısından son derece tehlikeli bir durumdur.
Bu zihniyet savaşçı, kaosçu bir zihniyettir.
Bu zihniyetin uygulamalarına tanıklığımız var
Bunların tamamı denendi, denenmeyen ne kaldı?
Ne oldu?
Türkiye’ye 20 yıl kaybettirdi.
O nedenle; Savaşa ve savaşçı zihniyete ‘hayır’ diyoruz.
Bir avuç mutlu azınlık yerinde rahat oturacak diye bu ülkenin halkları, çocukları bir yirmi yıl daha kaybetmek zorunda değil.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.