SANAT VE EDEBİYATIN GERÇEK YÖNÜ VE YÜZÜ
Gerçekten de sanat ve edebiyat, yaşanması zor olan bu dünyada, nefes almayı ve hayatı kolaylaştırmıştır. Yapılan resimler, tiyatro, sinema, mimarlık, heykel, müzik ve yazılan romanlar, şiirler, denemeler, hikayeler, öyküler, ve diğer sanat eserleri buna dahildir.
Sanat ve Edebiyat Nedir?
Yaşanmışlıkların en derin kapsamlı ve yaratıcı haliyle yazı (roman, şiir, öykü, deneme ve benzeri), mimari, tiyatro, heykel ve sinema gibi çalışmalara, ses, söz, çizgi, ritim, renk ve biçim olarak dökülmesine sanat ve edebiyat denir.
Sanat ve Edebiyatın Görevi Nedir?
Sanat ve edebiyatın görevi, yaşanması zor olan bu dünyada, kolaylaştırıcı bir rol oynamak mıdır? Bu rolüyle sanat ve edebiyat, insanı huzurlu, mutlu ve özgürlük düzeyini açığa çıkarıp, görünür kılmaya dönük müdür? Böylesi bir sanat ve edebiyat, zorlu olan dünya yaşamının içinden çıkmaktadır. Zorlu hayatın yumuşatılması, zorlu olan yaşam ve ilişkileri aşmaya dönük değildir. Eğer, olmuş olsaydı, uygarlığın başlangıcından bu yana tüm yaşam çok rahat, kolay ve huzurlu hale gelirdi. Anlaşılıyor ki, sanat ve edebiyatın rolü bu noktaya kadar gelmekte ve burada durmaktadır.
Sanat ve Edebiyatın Gerçek Yönü ve Rolü
Sanat ve edebiyatın gerçek yönü ve rolü, zorlu hayatı yumuşatmak değil, özgür ilişki ve yaşamı görünür kılmaktır. Sanat ve edebiyat, olanı görünür kılar. Olan neyse, açığa çıkan sanat ve edebiyat da odur. Eğer yaşam kölece bir seyir içinde, ilişki ve paylaşımlar boğucu bir durumda, insanlar birbirlerini anlamıyor, inançsal, kimliksel farklılıklar çatışma yaratıyor ve insan tüketiyorsa, sanat ve edebiyat da bu gerçeğin içinden çıkan bir işlevselliğe sahip olacaktır.
Sanat ve Edebiyatın Bu Haline Ne Ad Vereceğiz?
Bunun gerçek bir sanat ve edebiyat olmadığı ortadadır. Olsa olsa, çıkmaz içerisinde olan yaşamın, daha çekilir hale getirilmesi olacaktır. Yaşamın bu haliyle iç içe olan insanlar, sanat ve edebiyatın bu yönleriyle kendilerini teselli edeceklerdir. Sanat ve edebiyatın bu haline de özgür sanat ve edebiyat diyemeyiz. Bu, çekilmez hayatın sanatı ve edebiyatı olacaktır.
Bu Sanat ve Edebiyatı İcra Edenler
Sanat ve edebiyatın hangi renginde yer alırsa alsın, sanat ve edebiyatı bu şekilde icra edenlerin hayatına baktığımız zaman, yaşamlarının hiç de iyi bir seyirde olmadığı görülmektedir. Çıkmaz içerisinde olan yaşamı, birebir yaşayan bu sanatçı ve edebiyatçılar, eserleri ile bir parça teselli bulup, oluşturmakta ve kendilerini bu yolla açığa çıkarmaktadırlar.
Sanat ve Edebiyatın Özgürlük Hali
Yaşamın bölünmüş haliyle yüzleşen insanlar, kendini bulan ve özgürlüğe ilk adımını atan insanlardır. Özgürlükle buluşmuş her insan yaşamış olduğu süreçleri özgür sanat ve edebiyata dökebilir ve bunu görünür hale getirebilirler. Bu sanat ve edebiyatın özgür halidir. Sanat ve edebiyat, olanı açığa çıkarmak ise burada açığa çıkan özgür yaşamdır. Yaşamın yıkıcı, bölücü ve çıkarcı halini ortaya çıkarıyorsa bu sanat ve edebiyatın parçalı, bölünmüş ve çıkmaz halidir. Özgür sanat ve edebiyat, özgür insanla mümkündür. Özgür insan, özgür sanat ve edebiyatla buluşmuş insandır. Özgür insanın yaşamı sanatsal ve edebidir. Bunun yazıya dökülüp dökülmemesi yine herhangi bir resim, mimari veya herhangi bir görsel sanatta görünür olması önemli değildir. Özgür insan, yaşamıyla sanat yapar ve edebi eserler ortaya çıkarır. Dilediğinde bunu yazıya ve resme de döker. Bu sanat ve edebiyatın özgürlükle buluştuğu en güzel andır. Müziği de böyledir romanı da, resmi de böyledir şiiri de, öyküsü de böyledir mimarisi de, sineması, romanı da böyledir denemeleri, heykeli de...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.