Milliyetçi Cephe pazarından hayır çıkmaz

Dünkü yazımı şöyle bitirmiştim;

‘Ne erken seçim ne de savaş’

Her iki durumunda çok kaotik olduğunu bildiğimizdendir ki ‘hayır’ diyoruz.

O yazımı yazarken henüz meclis başkanlığı seçimi yapılmamıştı.

Meclis başkanı seçimi yapıldı

Şimdi;

Hem erken seçim

Hem de savaşçı mantık gündemde

Her an her şey olabilir

Meclis Başkanlığı seçiminde ‘Milliyetçi Cephe’ formülü devreye girdi, Bahçeli ve Milliyetçi Hareket Partisi zihniyetinin ‘sol düşmanlığı’ nın CHP ve HDP’nin şahsında hala diri bir vaziyette devam ettiği gerçeği de tescil oldu. Sol ve Kürt düşmanlığı üzerinden siyasi rant elde etmenin sağlayacağı faydayı hesaplayan Devlet Bahçeli, seçmenin muhalefete sunduğu imkanın kapılarını kapatarak kendisine/kendilerine bir kapı açmaya uğraşıyor. Ancak, düşündükleri kapının Türkiye’nin bu koşullarında kendileri açısından çok da açık bir kapı olmadığını hesaplayacak kadar ön görü sahibi olmayan MHP zihniyeti, önümüzdeki zaman dilimi içinde tanık olacağımız kaos planının bir parçası olduğunu anladığında iş işten geçmiş olacak.

MHP’nin meclis başkanlığı seçimindeki tavrının sonuçları iki olasılığa işaret etti.

Birincisi; AKP-MHP koalisyonu

İkincisi; Erken bir genel seçim

Her iki durumdan da karlı çıkma hesapları yapan Devlet Bahçeli, savaş naralarının atıldığı bir ortamdan nemalanmak istiyor ancak, milletvekillerinin bir bölümü, MHP tabanının bir kesimi çatışmalı bir siyasi atmosferin oluşmasından yana değil. O nedenle; Muhtemel bir erken seçim ya da koalisyon ortaklığının sonuçları MHP’nin hanesine puan artışı sağlamayacak, aksine puan düşüşüne neden olacaktır.

AKP’nin tek başına yönetme ayaklarından biri de meclis başkanlığıydı. Bu ayak yaralıydı, tedavi şansı ortadan kalkmıştı. Bu tedaviyi 3 partiden birinin yapmasından başka da çare yok iken, MHP’nin bu çareyi sunmuş olması seçim öncesi AKP’ye yönelik söylemlerinin tamamına ihanet olarak değerlendirilebilir. Meclis başkanlığı şansı AKP’nin elinden alınmış olsa, muhalefetin meclisteki çalışma koşulları ve performansı daha faydacı olurdu.

Şimdi değişen bir şey olmadı.

Cumhurbaşkanlığı,

Meclis Başkanlığı,

Başbakanlık koltukları yine AKP’de

Sorulacak hesapların kitapları da şimdiye kadar olduğu gibi yine tozlu raflarda unutulmak üzere bekletilecek.

Komplo teorisi!

ACABA!

HDP’nin yüzde 13’ünü beklemeyen kaos plancılarının yeni bir hesabı mı var diye düşünmüyor değiliz.

Bir kesim tarafından beklenmeyen HDP yükselişinin verdiği rahatsızlıktan kurtulma planlarının bir parçası olmak gibi bir görevi mi üstlendi Bahçeli.

Olası bir erken seçimde katakulli ile HDP’nin baraj altında kalması gibi bir senaryonun içine mi dâhil edildiler?

Bir de AKP ile birlikte ‘Savaş hükümeti’ mi?

Açık söyleyeyim;