Lüks yaşamın yansımaları!
Diyarbakır’da konut fiyatları ve kiralardaki artış dudak uçuklatan bir düzeye ulaşmış durumda. Özellikle yeni yerleşim alanlarındaki daire fiyatları 1 milyon TL ila 3-5 milyon TL arasında telaffuz ediliyor.
Bayındırlık birim fiyatları esas alındığında Ofis-Lise Caddesi gibi bölgelerdeki daire maliyetleriyle Kayapınar-Diclekent-Talaytepe gibi yeni yerleşim alanlarındaki maliyetler aynı.
Ancak, satış ve kira meselesi söz konusu olduğunda üçte bir oranında bir farkın olduğu görülüyor. Durumu uzmanına, ya da bu işlerle ilgilenenlere sorduğumuzda, gerçekçi bir cevap alamıyoruz.
Birinde daire fiyatı-3-5 milyon (bir miktar lüks malzeme kullanılmış olabilir) diğerinde 300 bin TL civarında.
Kiraya bakıldığında; birinde yine 3-5 bin, diğerinde bin-iki bin arasında değişiyor.
Yeni yerleşim alanlarında arsa-arazi sahiplerine ödenen miktarlar ya da fazladan verilen daireler söz konusu, doğal olarak müteahhide yük olması gereken rakamlar tüketiciye yansıyor, konut fiyatları da fahiş boyuta ulaşıyor.
Konut fiyatlarını, kira bedellerini belirleyen bir merci yok. Döviz artışı ve piyasa dalgalanmaları söz konusu olduğunda, kira ve konut fiyatları da paralel bir şekilde müteahhit-ev sahibi-emlakçiler arasındaki yazılı olmayan bir akitle devreye giriyor. Geçen yıldan bu yıla yaşanan durum bu.
*
Kentte ciddi bir homurdanma var, hem de bütün alanlarda. Konut piyasasından gıda piyasasına, yiyecek-içecek, market piyasasına kadar uzanan, lüks diye tabir ettiğimiz sonuçlarla karşı karşıyayız. Kontrolsüz pahalılıktan kaynaklı bir rahatsızlık, şikâyet ve homurdanmanın vardığı son nokta; ‘Kentin sahipsizliği’.
DEDAŞ mı?
Sorma gitsin!
Doğal gaz mı?
Daha zamanı gelmedi, iki ay sonra onlarda devreye girince, doğal olarak ‘Yandım anamlar da’ devreye girecek.
*
50 kuruşluk küçük pet sular 4 TL’den, 1 TL’lik sade sodalar 7 TL’den satılıyor sokak aralarındaki kafelerde.
Denetim de yok.
Bostan bekçisiz olunca, ev de, işyeri de, eğlence yeri de, yemek yeri de huzur vermez. Halk huzurlu olmayınca, kendini huzurlu gören azınlık da huzurlu bir hayat süremez.
Neden toplumsal huzur, toplumsal yaşam diyoruz.
Demek ki birbirini tamamlayan unsurlar olduğu için.
Toplumun genelinde huzur yok ise sıkıntı büyük demektir. Adalet, hak, hukuka riayet etmek, uygulamak, bunu toplumsal bir gelenek haline getirmek, toplumsal huzur içindir. Riayet eden toplumlar bu nedenle huzurludur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.