“2010 yılı öncesi, Hizmet verdiğimiz kurumdaki bir çalışanımız, kadın ticareti yapan bir grubun üyesi olduğu gerekçesi ile savcılık tarafından gözaltına alınmıştı. Hizmet verdiğimiz kurumun yöneticisi beni arayıp “böyle bir suçtan şüpheli dahi olsa, biz bu adamla çalışmak istemiyoruz” demişti. Biz de kişi üç gün gözaltında kaldıktan ve sebepsiz olarak işe gelmediğinden, iş kanununun ilgili maddesi gereğiişten çıkardık” demişti bir dostum.

Hikâyenin devamını da şöyle anlatmıştı.

“Aradan bir hafta geçmişti ki eskiden bakanlık ta yapmış olan yüksek bir bürokrat beni aradı. Geçmişte yaptığı bakanlık sıfatını da kullanarak;

İşten çıkarılmış olan kişinin gariban olduğunu, bakmak zorunda olduğu bir ailesi olduğunu ve kendisini işe geri almamızı istediğini ifade etti. Ben, işten çıkarma işleminin yasalara uygun olduğunu ifade edince, sayın eski bakan ”Bana yasaları anlatma, ben sekiz yıl devlet idare etmiş adamım” dedi. Ben de “öyle ise sizin beni daha iyi anlamanız gerekir” dedim.

Sayın eski bakanla konuşmamız uzuyor ve uzadıkça da sayın eski bakanın ve benim söylemlerim sertleşmeye başlamıştı. Nihayetinde kendisine ”Sayın bakanım benden ne istiyorsunuz” dedim ve kendisi “ O adamı işe geri al” deyince, ben de kendisine “Vallahi almıyorum” dedim ve eski bakanımız telefonu yüzüme kapattı.”

Hamili kartın her devirde iş gördüğü ülkemizde, kartın sahiplerinin talepte bulunurken akıl süzgecini kullanıp kullanmadıkları konusunda şüpheliyim.

Yine aynı yıllarda, bir başka dostumun hikâyesinde, hizmet sektöründeki bir çalışanı, hizmet verdikleri bir kurumda hırsızlık yaptığı için işten atılmıştı.

Hırsızlık yaptığı için işten atılan şahsı yeniden işe almak için bir milletvekili aramıştı. Dostum şahsın neden işten atıldığını bilip bilmediğini sorduğunda milletvekili” Gençtir şeytana uymuştur, bakmak zorunda olduğu bir ailesi var” demiş ve fakat buna rağmen işe geri alınmasını istemişti. Hırsızlık yapan kişi işe geri alınmamıştı.

Hamili kart sahiplerinden ricamız;

Kul hakkı yiyorsunuz demektir.

Liyakatsiz insanların görevlere atanmalarından dolayı;

Eğitimde, sağlıkta, bürokraside, hizmet ve üretim sektörü olan diğer alanlardaki devlet kurumlarında dibe vurduğumuz herkesin bildiği bir gerçektir.

Seçimlerin yaklaştığı bu günlerde hamili kart kullanımının arttığını görmemek için kör olmak lazım.

Yapmayın efendiler!

Bu dünyanın bir de öbür tarafı var.

Saygılar.