Bir Farkındalık Meclisi
Evvelki gün Sur Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Altınkaynak’tan Sur Belediyesi bünyesi içinde oluşturulan Kırklar Meclisinin toplantı davetiyesini aldığımda düşündüm. Ama katılacağım sözünün dışında başka da bir kelam etmedim.
Kırklar Meclisi ana fikir olarak benim 13 yıl evvel İletişim Yayınları arasında yayınlanan Kürtçe ve Fransızcaya da çevrilen ve Türkçesi bugüne kadar sekiz baskı yapan “Sırrını Surlarına Fısıldayan Şehir, Diyarbakır” kitabımın hikâyelerinden, mesellerinden biri.
Bu kadim kentin bütün inançlarında, Kürtlerde, Ermenilerde, Alevilerde izi olan Kırklar ritüelinin ete kemiğe bürünmüş hâli.
Kırk kedi, Diclenin öte yakasında “don”larından sıyrılıp insan suretine bürünür ve başlarlar bir “Meşveret Meclisi” gibi eski kentin sorunlarını tartışıp çözüm üretmeye.
Önceki dönemin Sur Belediye Başkanı Sayın Abdullah Demirbaş böyle bir Gönüllü Meclisinin örgütlenmesine önayak oldu. Hak teslimiyeti anlamında adını anmak gerek. İyi ki de oldu.
Kırklar Meclisinin örgütlülüğün üç yıllık zaman dilimi içinde; çok sayıda gazeteciye mülakat verildi. Televizyon kanallarıyla röportajlar yapıldı. Akiller dâhil heyetlerle görüşüldü. Dinler, kültürler, inançlar buluşmalarına katılımlar sağlandı. Sefirler ve diplomatlarla görüşüldü. Papa’ya kadar ulaşılan bir performans izledi Kırklar Meclisi.
Doğrusu yeni dönemin Sur Belediyesi İki EşBaşkanı Seyit Evran ve Fatma Şık Barut’un katılımlarıyla yaptığımız toplantıda; “Kurumlarda devamlılık esastır. Yöneticiler gider, yenisi gelir. Ama kurumsal devamlılık ve sürdürülebilirlik devam eder. Bu sebeple seçilmişliğinizin onuncu ayında tekrardan Kırklar Meclisini bir araya getirmeniz önemli” dedim. Sahiden de böyle.
İçinde Kürt, Türkmen Alevisi, Ermeni, Süryani, Keldani, Ezidî, Nur Cemaati temsilcisi, Kürdistan Din Adamları temsilcileri ve kentin şahsiyetlerinin yer aldığı bir örgütlülük Kırklar Meclisi.
Belediyelerin seçimle işbaşına gelmiş Belediye Meclislerinden çok farklı.
Siyasal perspektiften çok bir kentte yaşıyor olmanın ortak paydası üzerinden dünyaya, hayata bakış perspektifi var.
Bu sebeple kente dair ve dahi kentin gündelik hayattaki akışına dair ne sorun varsa bunları usta birer müdahil gözlemci gibi dillendiren akil, bilge kişiler demeli Kırklar’a.
Yani bir nevi Kırklar Cem’i.
Önceki dönemde de demiştim. Şimdi de tekrarlıyorum. Keşke Kırklar Meclisi Kurumsal Temsiliyet olarak “Model” haline dönüştürülebilse…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.