Bence de Dokunulsun…
Dünyanın siyaseten temsiliyeti ve demokrasisi “gelişkin” ülkelerinde siyaset demokratik teamüllere göre şekillenir. Siyasal tavır alış ve siyaset yapma söz konusu olduğunda siyasetçiler, yine bizzatihi siyasetçiler tarafından farklı zaman dilimleri içinde düzenlenmiş “yasa”lar ile tehdit edilmezler. Sadece eleştirilirler…
Sıkça “tuhaf ülke” vurgusunu yaparım. Bizim “tuhaf ülke”mizde maalesef bu durum hiç mi hiç böyle işlemez. “Parlamanter Dokunulmazlığı” adı altında bir kural vardır TBMM çatısı altında, tabii vekil olanlar için. Ama bu kural hangi şart ve hallerde uygulanır o hep meçhuldür.
Örneğin trafik polisi ile tartışan vekilin sözü hep kulaklara küpedir; “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” İşte o “kim olan”; çalsa da, çırpsa da, imar-ihale yolsuzluğuna bulaşsa da, tarihe geçmiş büyük soruşturmalara (mesela Susurluk) karışsa da onlara asla “dokunulmaz”. Bu bir kuraldır, dokunulmaz!
Peki, kime dokunulur…
Çok kolay, Meclis’in en azından son 20-25 yıllık işleyişine bakın kime/kimlere dokunulduğu ortaya çıkar. Muktedirin tabiriyle “Şımardıkça şımaran”ların dosyaları…
Geçtiğimiz yasama döneminde Adalet Bakanlığı’na ulaşan çoğunluğu HDP’lilerin dosyaları! Bir de çeşit kabilinden CHP-MHP VE AKP’lilerinki!
Bu ülkede sistemin bam teline basanlar hep suçlu olarak telakki edildi / ediliyor. Doksanlarda bir Kürt vekil Mehmet Sincar, Batman Çarşısı’nda güpegündüz kurşunlarla dokunularak katledilmedi mi? Yine doksanlarda Kürt vekiller meclisten kafalarına bastırılıp Beyaz Reno’ya bindirilip Mamak’a tıkılarak dokunulmadı mı?
Son on yıl içinde gaz yiyen, ayağından gaz fişeği ile vurulan, darp edilen en az on Kürt vekilin adlarını telaffuz etmek mümkün.
Doğrusu adeta “Lanet Taşı”na döndürülen Kürt siyasetçiler aslında hep dokunulanlardandı.
Çünkü onları seçen asillere bu düzen doksan küsur yıllık Cumhuriyet boyunca hep dokunuyordu.
Üstelik bu dokunma öyle sıradan ve basit dokunma da değildi. Sürgün, talan, kıyım, katliam, yerleşim yerlerini yakıp yıkmayı da içinde barındıran öyle pek de masumane olmayan dokunmalardı!
Şimdi çıkmışlar 59 vekille sistemin blokaj ve barajına rağmen meclise giren Kürt siyasetinin temsili vekillerine “dokunulsun, çizmeyi çok aştılar” diyorlar.
Doğru vallahi! Çizmeyi hayli aştılar. Ne yapsalardı peki, bölgede devam edegelen fiili savaş haline rağmen hiçbir şey olmamış gibi görmeyip, duymayıp, hiçbir şeye dokunmasalar mıydı? Gördüler, duydular ve böyle olmaz dediler…
İşte bu nedenle HDP’li vekillere dokunmak sebebinizdir.
Bence de dokunulsun! Zaten yıllardır parlamenter dokunulmazlığı olduğu halde dokunuyordunuz. O halde adı konulsun bari. Kaldırın dokunulmazlık dediğiniz ucubeyi.
Ve dokunun dokunduğunuz kadar. Onları seçenlere zaten en alasından dokunuyordunuz / dokunuyorsunuz, dokunmayı ısrarla sürdürüyorsunuz. Vekillerine de dokunun. Dokunun ki dünya sizin “dokunmatik” karakterinizi ve dokunurken neler yaptığınızı daha net görsün.
Şeyhmus Diken
19.Nisan 2016 Diyarbekir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.