Kör zihniyet değişmiyor.

1 Mayıs 1977’den 2015’in Uşak’ına baktığımızda hâkim zihniyetin hala ‘tekçi’ olduğunu açık ve net bir şekilde görebiliyoruz. Normal hayatında ‘Bayrak’ ‘toprak’ gibi derdi olmayan provokasyona açık bir kesimin hala Kürtleri, solcu, devrimcileri karşılarında toplu halde gördüklerinde çakma vatan sevgisi duygularının nasıl olduğunu bir kez daha Uşak ilinde gördük.

Yahu sizin derdiniz ne?

Başkalarının yaşam hakkını elinden almak gibi bir zihniyetin hâkimiyetinin dar alandaki varlığının mutlu ettiği bir kesim, hala ‘Ya sev ya da terk et’, ‘Buradan çıkış yok’ gibi stadyum sloganları ile ülkeyi savunduklarını, ülkenin sahipleri olduklarını sanıyorlar.

Bu zihniyet, statükocu devlet anlayışının bir ürünü olarak hala varlığını sürdürüyor olabilir, ancak, kalıcı değil, değişen Dünya konjonktüründe yeri de yok.

‘Kürt yok, Alevi yok, Ermeni yok, Süryani yok, Devrimci-Solcu yok’

‘Sadece biz varız’ diyen bir zihniyetin varlığını sürdürüyor olması bugünün Türkiye’sine yakışmıyor.

Daha fazla geriye gitmeden 1977 1 Mayıs’ından önceki gün Uşak ilindeki tabloyu yan yana getirdiğimizde ‘Kör zihniyetin’ o günden bugüne ‘Zihin açıklığı’ konusunda adım atmamak üzere direndiğini çok net görüyoruz.

Bunlara ülkeyi, toprağı, bayrağı savunmanın yolunun o ülkenin insanlarına saldırmaktan, öldürmekten geçmediğini galiba daha fazla anlatmak gerekiyor.

70’lerden 80’lere, 90’lara, 2 binli yıllara kadar statükocu anlayışın öldürerek, cezalandırarak, ötekileştirerek yok etmeye çalıştığı kesimler aksine çoğalarak büyüdü, büyüyor.

İşte örneği ortada

Bugün 1 Mayıs 2015.

Dün 1 Mayıs 1977 idi.

Aradan tan 38 yıl geçti.

Onlarca, yüzlerce, binlerce insan öldürüldü, cezaevlerine mahkûm edildi.

Ne oldu?

Hangi zihniyet giderek köreldi ve yok oluyor?

Hangi zihniyet bu kadar kayba rağmen hala ayakta ve büyüyor.

Galiba kör kuyuya taş atmanın, oradan büyük ses beklemenin bir yararı yok.

Oradan ses gelmeyeceği kesin.

Ama halkların sesi giderek yükseliyor, büyüyor.

77’yi yaşayanların Uşak’taki ya da başka yerlerdeki saldırılar karşısında yılma, geriye çekilme gibi bir ihtimali olur mu?

Büyüyen zihniyetler değil, küçülen zihniyetler geri çekil