Yargı kurumlarının birbirini tanımama ve aralarındaki yetki tartışmaları bir süredir devam ediyordu. Yargı kurumları arasındaki sorunlar en son Yargıtay ve AYM arasında yaşanan tartışmalarla bir krize dönüştü. Öyle görülüyor ki, ülke gündemi bir süre yargı kriziyle meşgul olacak. Yaşamın zorluklarına karşı günü nasıl kurtaracağız diye uğraşırken yargı kriziyle kafamız karıştı. Hangisi daha önemli sorusu kafalarımızda oluşmaya başladı.

Bir ülkede insanların başları sıkıştığında ya da hukuki bir sorun yaşadığında ilk başvurdukları hukuk olmaktadır. Devletin kurumları arasında en uyumlu olması gereken yargı kurumları arasında yaşanan sorunlar insanların kafasına birçok soruyu birden getirmektedir. Çünkü mahkemelerin yetkileri kanunlarla belirlenmiş olmasına rağmen ortaya neden bu sorunlar çıkmaktadır.

Vatandaş olarak haklarımızı ve hukukumuzu gözetecek olan en üst yargı kurumlarının kafamızda yaratacağı sorular ve ikircikler bizlerde nasıl bir psikoloji yaratmaktadır. En büyük hakemin tartışmalı olduğu hukuk sisteminde diğer kurumların birbirleriyle uyumu da sorgulanmaya başlanacaktır.

Yargı organları ve yüksek yargı organları arasında böylesi ilişki ve tartışmalar yaşanması, vatandaşların yaşayacakları hukuki sorunlarda nereye başvuracakları sorununu da yaratacaktır. Vatandaşın en çok güvenmek istediği kurumların tartışmalı duruma gelmesi, nasıl bir güven duygusu yaratacaktır? Yüksek yargı kurumlarının da birbirlerini itham etmeleri karşısında vatandaşın nasıl bir hukuki güveni ve güvencesi kalacaktır?