Yanlışı düzeltmek ve övgü!
Sanat sokağının yıkımı ile ilgili sosyal medyada yazılanlara bakıyorum;
Yazılan-çizilenleri iyi niyetli bakış açısı olarak değerlendirmek mümkün ancak gerçekçi değil.
Neden derseniz?
Zorla bir işgal söz konusu değildi de o nedenle.
Anlaşmalarla, görüşmelerle, dönemsel erk gücünün devreye sokulma biçimleri ile karşılıklı rızaya dayalı bir durum söz konusu idi.
Bunları yeniden tartışmaya hiç gerek yok, sadece bilinmesi yeterlidir.
‘Yanlıştan dönüldü’ üzerinde hemfikir olmamız yeterlidir sanırım.
Yanlışın düzeltilmesi olarak değerlendirilmesi gereken bir durum var ortada.
Sonuçta uzaydan birileri gelip o alanda o yanlışı yapmadı.
‘Yanlış yapanlar yanlışlarını düzeltti’ yaklaşımı ve yorumu en doğru olandır.
Kulağı tersten göstermenin hiç bir anlamı yok.
O bölgede ‘yayılmacı’, ‘işgalci’ pozisyon almak isteyenlerle o pozisyonun doğmasına zemin hazırlayan dönemin yöneten erki, orada yaratılan pozisyonun ilelebet sürmeyeceğini, bir şekilde sona ereceğini biliyordu.
Sadece uzatma dakikaları biraz uzadı
Dönemsel rantın aracı olarak kullanılan/kullanılmış hatta bundan sonra da kullanılması muhtemel bu tür pozisyonların var olacağını hepimiz biliyoruz. Sanat ya da kafeler sokağı mantığını da bu şekilde algılamakta yarar var.
O nedenle;
Yıkım kararı, yıkımın esnaf tarafından gerçekleştirilmiş olması algısının abartılarak ‘Devrim’niteliğine büründürülmüş bir eylem biçimi olarak lanse edilerek taçlandırılmış olmasının anlam ve önemi yok!
Sonuç;
Bir yanlıştan dönülmüş
Bir yanlış düzeltilmiş.
O yanlışı ben yapmadım
Siz yapmadınız
O sokakta oturan bina sakinleri yapmadı
Kim/kimler yaptıysa onlar düzeltti.
Amaç hâsıl olduysa sıkıntı yok!
**
Sebep-sonuç ilişkisi içinde meseleleri değerlendirmediğimiz sürece sebeplerin sonucu nasıl etkilediğini, olumlu ya da olumsuz sonuçlarının nasıl olduğunu değerlendirme şansına sahip olmamız mümkün değil. Sebebi kaçırdığımızda sonucu, sonucu kaçırdığımızda ise sebebi yakalamak gibi bir şansımız olmaz.
Böyle bir şans yok ise;
Karşımızda duran olay/durum her ne ise zeminsiz, alt yapısız tartışırız.
Övgüyü hak etmiştir yerin dibine batırırız
Övgüyü hak etmemiştir göklere çıkarırız.
Yanlışını düzelteni övmeyecek miyiz?
Elbette ki öveceğiz
Belki de en büyük övgüyü hak ediyordur
Ama abartmayacağız.
Övgümüz sadece doğru çizgiyi yakaladığı için olmalı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.