Ölümleri, çocuklarını kaybeden ana-babaların gözyaşlarına takılı yazıları yeniden yazmaya başlamak gerçekten çok ağır.  

Başa mı döndük, durduğu, tıkandığı yerden mi devam edeceğiz, ?

Sorular mevcut ortam gibi karanlık olmasına ve görünmesine rağmen hala umudumuz var barıştan, çatışmasızlık ortamından yana.

Onarılması mümkün yaraların yeniden açılarak daha fazla derinleşmesine fırsat vermeden, barış umudunu hala diri tutanları mahcup etmemek adına mutlaka yapılması gereken şeylerin var olduğuna inanıyorum.

Türkiye halkları savaş istememesine rağmen tarafların güçlerini karşılıklı test etmek adına sundukları manzaranın ilelebet devam etmesinin mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu nedenle bu savaşı yeniden Türkiye’nin gündemine taşıyan tarafların, özellikle de PKK-KCK’nin mevcut ortamın devam etmemesi için geri adım atması, daha önce olduğu gibi tek taraflı ‘ateşkes’ ilan ettiğini açıklaması, durumu tam anlamıyla normale çevirmese de, toplumun gelecekle ilgili kaygılarının zirve yapan yönlerini törpüleyecek, sivil siyaset alanının genişlemesine, sonuç vermesine katkı sunacaktır.

Aksi durumun kimseye bir faydasının olmadığını, bizler kadar taraflarda biliyor. Karşılıklı yapılan açıklamalarla, ‘savaşın’, ‘çatışmalı ortamın’ bilançosunu kamuoyuna sunmanın bir üstünlük aracı gibi kullanılmış olmasının karşılığının ‘Galibiyet’ya da ‘mağlubiyet’ ile sınanmayacağını çok net bilmek zorundayız.

Ölen, öldürülen insanların, yakılan, yıkılan, bombalanan alanların bu ülkeye ait olduğunu, bu aidiyetleri ortadan kaldırma hakkına, hukukuna kimsenin sahip olmadığını çok net görmek, anlamak durumundayız.

Ülkeyi, ülke insanını Demokratik siyasete ikna eden, bu konuda yeterli ve gerekli desteği alan tarafların bizatihi kendilerinin ikna olmadığını görüyoruz.

Toplum hala o noktada,

Onların ikna ettiği, bıraktıkları noktada

Yani Demokratik sivil siyaset noktasında duruyor.

Bu noktanın dışına çıkıp, toplumun bilmediği, tanımadığı yolda koşmaya çalışan tarafların bu koşuya son vererek toplumun durduğu noktaya geri dönmesinden öte yapacakları başka da bir şey yok.