Taksim direnişinden sonra Hevsel direnişine tanıklık ediyoruz. Nöbetler başladı, ziyaretler yoğunlaştı, duyarlılık zirve yaptı. Üniversite yönetimi ise her zaman olduğu gibi halkla dalga geçti.

Yabani otları temizlemişler!

Onlar doğru işler yapmışlar, bizler onlara iftira atmışız!

Ve onlar şimdiye kadar olduğu gibi hala vurdumduymaz ruh halleriyle yol yürüyüşlerini sürdürüyorlar. Gençler ayakta, halk ayakta, onlar yarı açıkgözle uyuyor numarası yapıyorlar. Halk potansiyeline karşı uyur-gezer bir pozisyon almak hesaplarına geliyor. Vurdumduymaz tavrın sonuçlarının ne olduğunu Taksim meydanında açık-seçik gördük.

Hevsel’deki nöbet ve direnişin varacağı nokta Taksim gibi olduğunda üniversite yönetiminin kendini nasıl savunacağını merakla bekleyeceğiz. TOKİ’yle işbirliğinin ‘Kente ihanet’ olduğu gerçeği toplum algısında yer etmiş durumda. Toplum algısında ‘mahkûm’ olmanın ağır yükünü nasıl omuzlayacaklar?

Bu gerçeği üniversite yönetiminin de algılaması ve halkın talepleri doğrultusunda kararlarını bir kez daha gözden geçirmeleri için henüz zamanları var. Bu zamanı iyi kullanmalarını tavsiye ediyoruz. Onları verecekleri kararları ile baş başa bırakalım, Hevsel konusundaki çelişkili duruma göz atalım.

Çevre ve şehircilik Bakanlığınca TOKİ’ye ‘konut rezerv alanı’ açılıyor mu, açılmıyor mu?

Vali beyin bu konuda rahatlatıcı açıklamaları oldu. Hevsel bahçelerinin kültür vadisi olma hizmetinin dışında hiçbir iş için uygun olmadığını, o alanda konut yapılamayacağını açıklamış olması son derece önemli. Bu konuda herkesin rahat olması yönünde duruma son noktayı koymasını ise, valilik makamının teminatı olarak algılıyoruz.

Vali beyin bu rahatlatıcı açıklamalarının ardından dün de TOKİ’den bir açıklama geldi. Hevsel Bahçelerini kapsayan alanda herhangi bir konut uygulaması veya imar planı çalışmasının olmadığını açıkladılar. Bu açıklamada elbette ki kurumu bağlayıcıdır, ancak ikna edici değil. Çünkü ortada ‘Yapı rezerv alanı’ konusunda yapılan yazışmalar var.

Her şeye rağmen TOKİ’nin, özellikle de Vali Mustafa Cahit Kıraç’ın teminatlı açıklamalarını dikkate almak durumundayız. Kesilen ağaçlar ve gerilimli geçen son on gün için yapılacak bir şey yok. Ancak, bundan sonra yapılacaklara karşı kamuoyunun tepkisinin nasıl gelişeceği umarım bir ders olarak hafızalara kazınmıştır.