Siyasetin performansı ve süreç
Cumhurbaşkanı;
Gereken yapılmıştır, daha fazlası yapılamaz.
İmralı ayrı havada
Kandil ayrı havada
Meclisteki temsilcileri ayrı havada
Başbakan;
Bize verilen sözler tutuldu mu ki?
Gidip, Suriye rejiminin suçlarına ortaklık yaptılar.
Yalçın Akdoğan;
Abdullah Öcalan’ın şartları iyileştirilebilir.
KCK yürütme konseyi;
Müzakereye dönüşmeyen bir süreci kabul etmiyoruz.
Bu konuşmalar çerçevesinde yürüyen, yürütüldüğü söylenen bir çözüm süreci var. Hükümet ve devlet kanadı ile Kandil arasında henüz çözüm süreci ile ilgili oluşmuş bir mutabakat yok.
Ya da var, biz bilmiyoruz!
**
Akiller toplantısı sonucunda, Abdullah Öcalan’ın mesajlarının süzgeçten geçirilmeden kamuoyuna aracısız, direk ulaştırılması görüşü çıktı.
Yeni bir dönem, yeni bir yöntem mi?
HDP heyeti ve Kandil bu durumda devre dışı mı kalacak?
Baş müzakereci olarak direk muhatap Öcalan mı olacak?
En önemli soru ise;
Öcalan’ın mesajları şimdiye kadar bir süzgeçten mi geçiyordu?
Sonuç; HDP heyeti Kandil’den döndü, İmralı’ya gidecekler, son söz Abdullah Öcalan’ın olacak. Büyük ihtimal çözüm süreci ile seçim süreci paralel hale getirilerek yürütülmeye devam edilecek.
Siyasetin mevcut performansı böyle bir duruma hitap ediyor.
**
Konuşulmadığı, tartışılmadığı için tedavisi de yapılamayan bir yara var ve soğumaya bırakılmış gibi.
Bunu mutlaka konuşmamız gerekir.
Tarafı ne olursa olsun öldürülen 40’a yakın insan var.
Bu olaylar, çözüm sürecinin en can alıcı kırılma noktası olmasına rağmen, sıradan adli bir vaka olarak soğumaya bırakıldığı takdirde ileride bağlantılı yeni sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir.
‘Kürtler Kürtleri öldürdü’!
Yâda
‘Yurtsever Kürtler hain Kürtleri öldürdü’!
Gibi bir mantıkla geçiştirilmesi mümkün olmayan bir durum söz konusu.
Sorumlularının mutlaka ortaya çıkarılması gerekir.
Başlangıç ve sonuçları mutlaka analiz edilmeli ki, yaşananların sonuçları muhatapları belli olmayan ‘kan davası’ olarak algılarda yer etmemelidir.
Yaşananlar en başta Diyarbakır için ‘Güvensiz’, ‘Yaşanmaz’ bir kent olduğu algısı yaratmış durumda. Bu algı, yönetenlerin başarısızlığı olarak belleklerde yer etmeye başladığı andan itibaren muhtemel yeni sorunların ‘açık davetiyesi’ olarak provokasyon tablosunda hep asılı duracaktır.
Hükümetin, HDP’nin, DTK’nın bu tabloya mutlaka müdahale etmesi gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.