Senaryo ve komplo Ustası ülke olmak
‘Ülkem insanları’ olarak senaryo ve komplo teorileri üretme konusunda gerçekten çok iyiyiz. Komplo ve senaryo üretme konusunda ‘Uzman’ oluşumuz bizim suçumuz mu diye düşünüyorum.
‘Ne alakası var’ diye de arkasından bir mantık yürütme gereği de hissediyorum. Bizi buna zorluyorlar. Bizde ‘işin içinden nasıl çıkılır, neler oluyor, neden böyle oluyor, yapılmak istenen ne diye’ düşünürken, doğal olarak komplo ve senaryolarda kendiliğinden beyin gündemimizde yerini alıyor.
Bizi böyle olmaya zorlayan neden ve sonuçlara bakıyoruz.
Meselenin sorumlusu biz değiliz.
Bizatihi sistemin kendisidir.
Sistem sabıkalı!
Yoksa biz deli miyiz, durup dururken komplo işiyle uğraşalım.
Neler yaşanmamış ki Cumhuriyet sürecinde.
1960-1970-1980 gibi ülke tarihine damgasını vurmuş dönemler. Dönemlerin tümünde de komplo ve senaryolar var.
ABD’nin parmağı mı?
Sanırım buna cevap vermeye gerek yok.
Tahmine bile lüzum yok.
İlk etapta farkında olmasak bile, yıllar sonra o parmağın farkını görüp anladık zaten.
Şimdi de ‘KUMPAS’, ‘TIR’ ve ‘SIR’ üzerinden yine komplo teorileriyle haşır-neşir bu ülke ve insanları. Bu kez birbirlerine kurdular ‘Kumpas’ı, biz işin içinden çıkamıyoruz.
El-Kaide, Paralel yürüyen ilişkiler ve devlet, TIR’ların sırrı, HSYK, dolarlı, Euro’lu ayakkabı kutuları, bakan çocukları, polis atamaları, adli atamalar vs.vs.
Hadi bakalım; çık çıkabilirsen işin içinden.
Ayar zaten bozuktu, tam bozuldu ülkede.
Ayarı olmayan adamlarla bir ayar tutturmak da zor.
Şimdi önümüzde sıralı seçim dönemleri var, kantarın topuzu iyice kaçacak, ortaya daha da ayarsız bir durum çıkacak.
Böyle olunca da senaryo ve komplo teorileriyle kafa yormak durumunda kalacağız.
Sonuçta bizi yoruyorlar, biz iyice yorulunca da onlar işi götürüyorlar. Galiba bir kez daha yorulacağız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.