Seçim yaklaştıkça siyasetçinin söylem ayarındaki eksen kaymaları da yoğunlaşıyor. 7 Haziran seçimlerine din üzerinden siyaset damgasını vurmuş durumda.

AK Parti adına konuşanlar kendilerinin dışındaki herkesi adeta din düşmanı, dinsiz olmakla suçlamaya başladı.

Melih Gökçek’i izliyorum, sıralıyor;

Bunlar Ateist, Zerdüşt dinine mensup.

Zerdüşt dini nedir biliyor musunuz?

Diye soruyor, sonra  ‘Ateşe tapanların dini’ diye cevaplıyor.

M.Ö 3000 yılında İran’da ortaya çıkan dinden bahsediyor Melih Gökçek.

Günümüzde varlığı konusunda göstereceği bir tek adresi olmamasına rağmen ‘Zerdüşt dinine’mensubiyetin adresi olarak HDP’yi gösteriyor.

**

Basit ve ayarı gerçekten kaçmış bir anti-propaganda yöntemi.

Tek başına iktidar istiyorlar.

Yeni ve demokratik Anayasa yapacaklarını söylüyorlar.

Farklı dinlere mensup yurttaştan ve Kürt seçmenden oy istiyorlar.

İnandırıcı mı?

Değil

Zaten yurttaş bu söylemlerden dolayı tek başına iktidardan korkar hale gelmeye başladı.

Dur, bakalım

Daha bir ay var

Ayarı kaçmış ne söylemler duyacağız.

**

Bir başka kanalda Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu izliyorum.

O da Kudüs’ten, muhteşemliğinden, güzelliğinden söz ediyor.

Eyvallah ta

Dersimizin konusu an itibariyle Kudüs’ü tanıtmak mıydı?

**

Hani nerede

Demokrasi,

İnsan hakları,

Evrensel değerler,

Avrupa birliği müktesebatı,

Din ve İnanç özgürlüğü.

Bunları anlatmadan, inandırmadan tek başına iktidar istemek, yeni Anayasadan söz etmek mümkün mü?

Elbette değil.

Oldu mu şimdi?

Bir seçim uğruna Müslüman mahallesinde salyangoz satmanın alemi var mı?

**

Bizim kafamız karıştı

Yukarıdaki kafaları da anlamakta güçlük çekiyoruz.

Diyanet İşleri Başkanlığı duruma açıklık getirebilir mi acaba?

Din ve Devlet işleri birbirine karıştı da!

**

Ya Yalçın Akdoğan’a ne demeli?

‘HDP barajı aşmazsa süper olur’ diyerek, çözüm süreci konusundaki samimiyetlerinin ne olduğunu çok net ortaya koyuyor.

Aslında demek istediği, ‘Onlara gerek yok, biz kafamıza göre takılırız’ dan ibaret bir durum.

Goy goy yapıyorlar

Ancak Selahattin Demirtaş’ın cevabı güzel;

‘Parlamento AK Saray’a bağlansa daha süper olur’ demiş ve bir şah ve mat daha oturtmuş.