Kim/Kimler nasıl bir hesap yapıyorsa, nasıl bir kurgu ile gelecek günleri dizayn ediyorsa, sonuçta asıl hikâye Kürtler üzerinden yazılıyor. Ortadoğu ile ilgili gerçekleşmekte olan yeniden dizayn politikaları çerçevesi içinde en ağır bedeli ödeyen ve ödeyecek olan kesimin Kürtler olduğu gerçeğini kimse gözden kaçıramaz. Kürtlerin bu politikaların farkında olması sonucu değiştirmiyor.

Ortadoğu yeniden dizayn edilirken aktörlerden birinin Kürtler olacağını biliyorduk. Ancak, ana aktör haline getirilmiş olmasındaki asıl amacın coğrafyada yaşayan bütün Kürtleri bu sıcak atmosfer içine çekmek olduğunu da gözden kaçırmıyoruz.

Kürtlerle hiçbir şekilde ilgili olmayan, Irak ve Suriye’de Devlet oluşumu sağlamak adına yola çıkan güruhun ellerindeki silahları aniden Kürtlere çevirmesinden itibaren çok uzun sürecek bir savaşın başlayacağı sinyalini almıştık. Kürtlere Ortadoğu coğrafyasında altın tepside bedelsiz bir özgürlük sunumu yapılmayacağı gerçeğinin de farkındayız.   

Ortadoğu’daki bu yeniden yapılanma ihalesinin bedelinin çok yüksek olması bir yana, devreye sokulan taşeron kural dışı. Askeri savaş kurallarının dışında hareket etmesi konusunda ‘talimatlı’davranan IŞİD katillerinin uzun süreli taşeronlukları zarar etmelerine rağmen devam edecek gibi görünüyor. Müteahhit güçlü olunca taşeron ne kadar zarar ederse etsin, aldığı destekle bir şekilde bir zaman sonra çok rahat bir şekilde ortaya çıkıp işine devam edebiliyor.

Bu katillerde istedikleri zaman istedikleri yerden çıkıp, sivil Kürtleri katlederek  üstlendikleri görevi‘Başarı’ ile yerine getiriyor. Kobanede gerçekleştirdikleri şafak baskını da bunun için net bir örnek. Bu örnek, baskın ve saldırı elbette ki tartışmalı. ‘Türkiye’den sızdılar’ iddiası saatler ilerledikçe‘Kesin bilgi’ değil’e dönüştü. Gerek HDP gerekse PYD yetkililerinin bu anlamdaki diplomatik ifadeleri, IŞİD katillerinin şu ya da bu şekilde Türkiye bağlantısını ortadan kaldırmıyor.

Telabyad’ın IŞİD katillerinden temizlenmesi sırasında sivillerin çatışma alanından çıkarılarak Akçakale sınırına yönlendirilmesine ‘Kürtler Türkmenlere etnik temizlik yapıyor’ diye gürültü koparanlar, bu anlamda manşetler atan gazetelerin, kobane saldırısına ‘PYD IŞİD el ele Hedef Türkiye’ yorumları karşısında söylenecek söz bulamıyorum diyeceğim ancak, sözsüz de olmuyor.  

13 yıllık AKP iktidarı döneminde vicdanlarını cüzdanlara terk eden bu yandaş gazete ve‘gazeteciler’ uykuda öldürülen çocukların fotoğraflarını gördükleri halde hala vicdanı cüzdana satmaya devam ediyorlar. Sınıra Göçü ‘Türkmenlere etnik temizlik’ olarak yorumlayanlar, Kürtlere yönelik etnik soykırımı her nedense görmezden geliyorlar.

Bu insafsız taşeronlar bütün bu yaptıklarına rağmen sürekli zarar ediyorlar. Zarara rağmen ayakta duruyorlar.

Çünkü müteahhitler güçlü

Müteahhitler güçlü, taşeronlar insafsız.