Hep birlikte barajın etrafından dolaşarak barajın kaldırılması konusunda fantezi yapıyoruz. Tabiri caiz olmamakla birlikte durumu ‘baraj mastürbasyon’ olarak tanımlayabiliriz.

Meseleyi 2 dönem olarak konuşmakta yarar var.

2002 öncesi dönem

2002 sonrası dönem

Yani AK Parti öncesi ve sonrası gibi de düşünüyoruz.

12 Eylül darbe Anayasasının ürünü baraja takıldık gidiyoruz.

Herkes darbe anayasasına karşı, ancak bir kesim bu anayasa ile birlikte yaşamak istiyor. Görünürde benimsenmemiş olmasına rağmen, bir kesimin ‘iç duygu’larında içselleştirilmiştir.

Yüzde 10 barajının varlık nedeni Kürt siyasi hareketidir

Anayasa mahkemesi nezdinde tartışılmış olması da bu nedenledir.

Son anda Anayasa mahkemesinin kucağına bırakılarak tartışılmasına gerek var mıydı?

Demokratik açılım, Kürt sorununa siyasi çözüm ve müzakere gibi kavramlarla bizi uğraştıran AK Parti iktidarının 13 yıllık süre içinde bu konuyu meclis çatısı altında neden çözmedi, çözüm konusunda partilerle neden uzlaşmadı sorusunu neden birinci gündem maddesi yapmıyoruz, ona şaşırıyorum.

CHP ve HDP’nin bu konuda ciddi çalışmalarının ve önerilerinin olduğunu biliyoruz.  Bunun için meclisi kilitleyecek bir tarz geliştirmediklerinin altını çizmekte yarar var. Seçime yakın bir dönemde birinci gündem maddesi olması yüzde 10 baraj meselesiyle bizi uğraştırmak içindir.

Anayasa mahkemesi başkanı Haşim Kılıç, daha önce çok net açıklama yapmış ve meclisi uyarmıştı. Parti kapatmalarına karşı başta siyasi parti kanununu değiştirilmesi, yüzde 10 barajına çözüm bulunması için meclis’i adres göstermiş, ‘Bizi bu işlerle uğraştırmayın’ diye uyarmıştı.

Önemli olan; Ülkenin, toplumun önünde bir baraj var ise, meclisin görevi o barajı ortadan kaldırmaktır. Anayasa mahkemesine gerek kalmadan bu sorun meclis çatısı altında şimdiye kadar çözülebilirdi. Şimdi tartışılmış olması, bana göre yine AK Parti iktidarının hesabına geliyor. Belki de Anayasa mahkemesinin ortadan kaldırılmasına bir zemin yaratılmak isteniyor.

**

Baraj düşsün diyenler bile son zamanlarda, ‘düşerse HDP’nin işine yarar’ diyor ve bunu TV ekranlarında utanmadan tartışıyor. Demokrasi ‘onun işine yarar, bunun işine yaramaz’ denilerek tartışılacak yâda ertelenecek bir şey mi?

Kimin işine yarayacaksa yarayacaktır.

Temsilde adaletin sağlanmasının ortaya çıkaracağı yarardan faydalanacak olanlar Türkiye cumhuriyetinin vatandaşı değil mi?

Fazla milletvekili çıkaracağı için HDP’ye yarayacak, AKP-HDP’nin koalisyonunun önünü açacak diye barajı tartışanlarda var.

Ne yapalım yani?

Olacaksa olacak.

Sandık ortaya böyle bir sonuç çıkaracaksa çıkarır

Farklı bir dizayn fantezisi yapmanın bir anlamı var mı?

Önce baraj kalksın yâda indirilsin, ortaya çıkaracağı sonucu sonra tartışalım.

Asıl önemli olan meclisin barajı aşabilmesidir.