25 Kasım ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslar arası Mücadele ve Uluslar arası Dayanışma Günü’ olarak kutlanıyor. Bu kutlama İran’da Mahsa Amini’nin örtünme kurallarını ihlal etti diye öldürülmesinden sonra daha anlamlı hale geldi. İran’da Mahsa Amini’nin öldürülmesinin üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen; kadınların başlattığı protestolar başka şehirlere de yayılarak devam ediyor. Hatta protestolar tüm dünyaya yayıldı. Dayanışma için birçok sanatçı saçlarını kesti.

25 Kasımın kadınlar için özel bir gün olmasına kaynaklık eden olay Dominik Cumhuriyetinde yaşanıyor. Mirabal Kardeşlerin 25 Kasım 1960’da vahşice katlediliyorlar. Bu olay ülkede ve uluslar arası arenada geniş yankılara yol açıyor. 1981’de Kolombiya’nın başkenti Bogoto kentinde toplanan Latin Amerikalı ve Karayipli Kadınlar Kongresinde Mirabal kardeşlerin anılarını yaşatmak için 25 Kasımı; ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslar arası Mücadele ve Uluslar arası Dayanışma Günü’ olarak kabul ediyorlar. Daha sonra 1999 yılında da BM Genel Kurulunda da bu karar benimsenerek BM kararına dönüşüyor.

Mirabal Kardeşler dünya genelinde ‘Kelebekler’ olarak anılmaya başlanıyor. Üzerlerine filmler çekiliyor, romanlar yazılıyor. Birçok ülkede adları sokaklara veriliyor. Mücadeleleri kelebek etkisi olarak adlandırılarak; kelebeklerin çığlığı bütün kadınların çığlığının simgesi oluyor.

İran’da yaşanan Mahsa Amini’nin öldürülmesi olayı da benzer bir etki ve gelişmeye yol açıyor. Sembol haline gelen Amini sonrasında kadınlar sokaklara çıkarak kendilerine dayatılan kuralları kabul etmediklerini haykırmaya başladılar. Olaylarda birçok kişini ölümüne ve tutuklanmasına karşın birçok ile yayılarak bir rejim sorunu haline dönüşüyor. Kadınlar birlikte olunca ne kadar güçlüyüz, temel haklarımızı ve özgürlüğümüzü istiyoruz diyerek İran tarihinde yeni bir sayfa açıyorlar.

Kadına yönelik cinsiyetçi şiddetin uygulandığı, saldırganların cezasız kaldığı hatta mağdur olan kadınların neredeyse haksız duruma düşürüldüğü birçok ülkede 25 Kasım kadınlar için daha anlamlı olacaktır.