NACİ SAPAN

NACİ SAPAN

Karanlık çökünce Sur içi!

Karanlık çökünce Sur içi!

 

Karanlığın hafiften çökmeye başladığı saatler.
Akrep ve yelkovan’ın 18.00’de buluştuğu anlardan itibaren insanların ürkek bakış ve yürüyüşlerle bulundukları alanı terk ettiklerini seyrediyorum.
İnsanlar alanı karanlığın hafif çöküşüne terk ederken, esnafın da yapacak işi kalmıyor.
Arka arkaya bir ritüel tadında inmeye başlıyor dükkanların kepenkleri.
İnsansız cadde ve sokaklarda açık dükkanın ve esnaflığında tadı olmuyor zaten.
 
Yoğurt pazarında dükkanı bulunan bir arkadaşımın, o saatten itibaren Sur içinin ahvaline dair söylediği sözler hala yankılanıyor kulağımda.
 
Düelloya hazır kovboyların bulunduğu vahşi Batı’daki kasabaya benzetiyor arkadaşım Sur içinin mevcut ahvalini. O her gün yaşıyor bu sahneyi diğer esnaflarla birlikte. Biz arada bir gittiğimiz için o saatlerin nasıl olduğunun çokta farkında değiliz.
 
Aynen dediği gibi arkadaşımın sessiz, sakin, düelloya hazır kovboyların her an silahlarını ateşleyeceği gibi bir izlenimle yürüyorum Balıkçılarbaşı ve Melikahmet caddesine doğru.
Arkadaşıma bir kez daha hak veriyorum, vahşi Batı kasabası benzetmesinden dolayı.
Kovboyların silahlarından sekecek olan kurşunların hedefi olmamak için evlerine çekilen filmlerdeki kasaba sakinlerinin ürkek bakış ve yürüyüşlerinin aynısı yankılanıyor beynimde.
 
O saatten itibaren gün içinde olmayan engelli bariyerlerin görev zamanı başlıyor araçların kontrollü geçişi için. Saatler ilerledikçe daha da insansızlaşıyor sur içinin ana artellerindeki cadde ve sokaklar. Hala içini göremediğimiz yoğun çatışmaların yaşandığı, tamamen insansızlaşmış Sur içi mahalleleri kadar olmasa da yine de geçmişe sarih yıllarda alışkın olmadığımız bir tanıklığımız daha oluyor.
Bu tanıklığımız ne zaman sona erecek?
Bu sadece bizim beklentimiz değil, kentin tamamının beklentisi.
**
Kentin diğer bölgeleri böylemi?
Değil elbette.
Diğer bölgelerde bütün tedirginliğine rağmen bir yaşam, bir hareketlilik, bir canlılık var, sabahlara kadar süren bir durum olmasa da. En azından yüzde yüz olmasa da fifti fifti bir zorunlu yaşam.
 
Aynı kentte, çok ayrı bir birkaç yaşam trafiği var gibi düşünüyorum Diyarbakır coğrafyasının tamamını.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
NACİ SAPAN Arşivi
SON YAZILAR