‘HAYIR’ demek için benim, senin, onun, bizim, hepimizin o kadar çok nedeni var ki.

Sadece Başkanlık rejimi için değil, partili Cumhurbaşkanlığı içinde değil, parlamenter rejimin bu ‘kafa’ ile devamına izin vermemek adına da ‘HAYIR’! demek gibi bir sorumluluğumuz var.

Türkiye halklarının geleceği, huzuru, barışı, kardeşliğinin yeniden tesisi için ‘HAYIR’ demek gibi bir sorumluluk hissettiğim ve hissedildiği, aynı zamanda anlaşıldığı üzere de ‘HAYIR’!

Suriye, Irak, Mısır, Yemen, Gambiya, Tanzanya gibi olmamak için de ‘HAYIR’!

Tutuklu gazeteci, yazar, aydın, akademisyen, sendikacı, işçi-emekçi, öğrenci görmek istemediğimiz için de ‘HAYIR’!

Kadına şiddetin önüne geçmek için ‘HAYIR’

Gençlerin işsizliğinin devam etmemesi için ‘HAYIR’

Çocuk istismarına son verebilmek için ‘HAYIR’

Savaş çığırtkanlığına, gençlerin kanlarının dökülmesine engel olabilmek için ‘HAYIR’!

Ekonomik batışı engellemek için ‘HAYIR’!

Dediğim gibi çok nedenimiz ve nedenlerimiz var ‘HAYIR’ demek için.

**

‘Canlı bombalar devam edebilir, referandumdan 'evet' çıkınca terör biter!’ demiş Başbakan yardımcısı hazret Numan Kurtulmuş.

‘Evet’in sihirli değneğimi var?

Öyle oluncaya kadar, onlara ‘Evet’ deninceye kadar canlı bombaların devam edeceğinin başbakan yardımcısı tarafından telaffuz edilmiş olması son derece vahim!

1 Kasım seçimleri öncesini hatırlattı Kurtulmuş. Huzur için tek başına iktidar olması halinde çatışmaların olacağı algısı yarattılar, nitekim öyle de oldu. AKP tek başına iktidar olunca da çatışmalar, bombalar, ölümler olanca hızıyla günümüze kadar taşındı. Şimdi aynı korkuyu yaymaya çalışıyorlar.

‘Ya ölüm’ ya da ‘sıtma’ diyorlar.

Tehditle toplum sıtmaya razı olsun istiyorlar. Arabesk bir siyaset ve yönetme biçimi dayatıyorlar. ‘Ya benimsin ya da kara toprağın’ algısını yaygınlaştıran bir zihniyetin ülke yönetimini elinde bulundurmuş olması, devam ettirmek içinde ölümleri meşrulaştırma çabaları kabul edilebilir bir durum değil.

Bütün bunları yan yana koyup topladığımızda ‘HAYIR’ için çok fazla nedenimiz/nedenlerimiz var.