Çalışanların yaşam koşulları her yıl bir öncekine göre ağırlaşıyor. Ücretlilerin aldıkları maaşlar ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor. Geçinemiyoruz diye seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

Çünkü bir türlü durdurulamayan enflasyon, maaşlar daha cebe girmeden alıp götürüyor. Dolayısıyla yoksulluk sınırlarının altından yukarıya çıkamıyorlar. Asgari ücretlerine yapılan zamlara da sevinemiyorlar. Çünkü ceplerine giren paranın alım gücünün sürekli düşmesi ve ücretler yapılan zamla gelen piyasadaki fiyat ayarlamalarıyla birlikte ücretlere gelen zamlar da hemen erimeye başlıyor. Bir de kirada oturuyorlarsa eve giren para ile hangi dertlerine derman olacaklarını bilemez halde ayın sonunu getirmek için bankalara ya da çevresindeki dostlarına borçlanmak durumunda kalıyorlar.

Emeklilerin, asgari ücretlilerin ve de işsizlerin; piyasaların ağır baskısı altında çok insan ancak günü kurtarmaya çalışıyorlar. Çözümsüzlük ve umutsuzluk içinde adeta çırpınıyorlar. Bu sorun ve sıkıntılar medyaya da yansıdığı gibi birçok aile facialarına yol açıyor. Geçinme kaynaklı sorunlar derinleşiyor ve aile içi huzur kalmıyor.

Belli bir para gücü olanlar her şeyin alt üst olduğu bu ortamda maddi güçlerine güç katarak daha da zenginleşirken diğer taraftan kendilerine olanak ve imkân yaratan bir kısım fırsatçılar da nereden nasıl elde ettikleri açık olmayan kara paralarını sosyal medyalarda adeta gözümüze sokarcasına sefahat sürüyor.

Yarınlarını düşünemez duruma gelen insanlar umutsuz ve çaresiz bir durumda çırpınıp duruyorlar. Yokluk ve yoksulluk sadece ekonomik sorunlarla sınırlı kalmıyor. Etkileri ahlaki, gelenek ve göreneklerden; sosyal ve kültürel birçok alana da yansıyor. Toplumsal değerler aşınmaya başlıyor. Eskilerin deyimiyle yokluk mertliği bozuyor. Yokluk ve yoksulluk sokakları güvensiz hale getiriyor. Kirli ver karanlık işler yapan çetelerin oluşmasına zemin hazırlıyor. Toplumsal değerler yozlaşmaya başlıyor ve insan kişiliklerinde bir çürümeye yol açıyor. Bu kirlilik ve yozlaşma en başta toplumsal geleceğimizi karartıyor.

Ekonomik krizin her geçen gün ağırlaştırdığı yaşam koşullarında insanlar seslerini geçinemiyoruz diye duyurmaya çalışıyorlar ve bu krizin faturasını tek başlarına ödemek istemiyorlar.