Bölge çiftçisi DEDAŞ karşıtı eylemlerini sürdürüyor.

Çiftçi dün bir kez daha köyünden, arazisinden çıktı, Devletin karayollarını kendilerine yapılan haksızlığa dikkat çekmek üzere kapattı. Birkaç noktada traktörlerle karayoluna barikat kuran çiftçilerin öfkesini dindirecek bir çözüm henüz bulunmuş değil.

Çiftçi neden bir aydır sesini yüksek çıkararak birilerine duyurmak istiyor?

DEDAŞ, sayaç okuması yapmadan çiftçi kayıt sistemindeki arazi miktarına göre elektrik borcu çıkarıyor, destekleme primlerine el koyuyor.

Borcu olana da, olmayana da, kaçak kullanana da, kullanmayana da uygulanan yöntem bu.

Çiftçi bu nedenden dolayı öfkeli. Destekleme primlerine el konulmasının yolu da bakanlar kurulu kararıyla açılmış. Tarım Bakanlığı, enerji bakanlığı nezdinde Ankara’da yapmış oldukları görüşmelerden de bir sonuç alamayan çiftçiler, dün bir kez daha patlak verdi. Toplam 5 ilin ilçe ve köylerinde dün destekleme primlerinin kesilmesi ile ilgili DEDAŞ’a yönelik eylem gerçekleştirdiler.

Biz TİGRİS haber ekibi olarak dün Bismil ve Çınar yol ayırımındaydık. Çiftçiler Batman ve Çınar-Mardin karayolları güzergâhını tamamen trafiğe kapattılar. Traktörlerle geçişleri kapatan çiftçileri, yetkililer bir türlü ikna edemedi. Eylemler yaklaşık 4 saat kadar devam etti.

Yöntem ve sıkıntı

Çiftçilerin eylemlerinin haklılığı ile ilgili söyleyecek bir şeyimiz yok. Devlet yetkililerinin, DEDAŞ’ın çözüm bulamadığı/bulmadığı sorunun asıl mağduru bu işlerin tamamen dışındaki yurttaşlar oldu. Kapatılan karayollarında kilometrelerce kuyruk oluştu. Birileri demokratik hak arayışı yaparken, birilerinin demokratik hakları devletin karayollarında gasp oldu. Seyahat özgürlüğü anayasal bir hak, ancak yurttaş dün bu haktan mahrum edildi. Uçağa yetişmek için yola çıkanların, hastaneye ulaşmak için arabada bekleyen yaşlı hastaların mağduriyetinin karşılığı yoktu. Ayrıca bu olayın dışındaydılar.

Çiftçilerin haklılıkları ile ilgili yazı yazmayı düşünürken, onların mağdur ettiği yurttaşların sıkıntılarını gözden kaçıramayız. Eylem haklı, yöntem sıkıntılı olunca, eylemin organizasyon biçimi de ‘Her kafadan bir ses’ olarak yansıyınca ortaya böyle bir tablo çıktı. Temelden ve devletten çözülmesi gereken sorunlar çözülmeden orta yerde bırakılınca böyle oluyor işte.