Naci Sapan

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı 6-7 Ekim olayları nedeniyle ‘sorumlu’ gördüğü Selahattin Demirtaş hakkında soruşturma başlattı.

Temel dayanak nedir?

Halkı sokağa dökmek suretiyle ölümlere neden olmak

Tamam, kabul ettik.

Bir olay varsa sorumluluğu olanlar tespit edilir,

Kim olursa olsun haklarında soruşturma başlatılır.

Buna bir diyeceğimiz yok.

Sözümüz;

9 ay sonra gelen adalete!

Talimatla 9 ay sonra başlatılan soruşturmaya

**

6-7 Ekim olaylarındaki gerçeğin ne olduğunu hepimiz biliyoruz.

Senaryonun devamı da 5 ve 9 Haziran’da geldi, hala devam ediyor.

Asıl mesele; İlahlar kurban istiyor

9 ay sonraki soruşturma da bu nedenledir.

Demirtaş’a ‘Hizaya gel, yoksa…’ mesajı verilmek isteniyor.

Bunlara hiç gerek yok

Siyaseten baş edilemeyenlerin ayak oyunları ile nasıl alaşağı edildiğinin örnekleri tarih sayfalarında mevcuttur.

Onlar saray oyunudur.

Demokrasilerde alaşağı olunacak yer sandıktır, halkın iradesinin yansımasıdır.

‘Halka rağmen alaşağı edeceğim/ederiz’ deniliyorsa ki, durum onu gösteriyor.  Söylenecek çok söz olmasına rağmen, anlaşılmadığından dolayı ‘söylenecek çok fazla bir şey yok’ diyorum.

Son söz her şeye rağmen halkındır/halklarındır.

**

Kim/Kimler güç kaybediyor?

Kim/Kimler güç kazanıyor?

7 Haziran seçimlerinden çıkardığımız sonuç;

Demokrasinin, demokrasiden yana olanların güç kazandığı yönünde.

Ne diyelim, hayatın gerçeği böyle

Kaybeden kazanana

Kazanan kaybedene saygı gösterecek.

Bu kişisel kayıp ya da kazanç değil

Egolar aşılmayıp durum kişisel algılandığında, şahıslar üzerinden yürütülen çatışma ortamından zarar görecek olan toplumdur, ülkedir.

Şu an zarar hanesinin tamda orta yerindeyiz.

**

Çözümlerin silahla olmayacağı gerçeğinin tartışıldığı bir dönemde, demokratik siyasetin gerekliliğinin konuşulduğu ve buna göre bir yol haritasının çizilmek istendiği bir dönemde yeniden 90’lı yılların ruhuna dönüşün hayatın gerçeği ile örtüşmediği ortada.

Başkaları, birileri ‘savaş, silah’ diyebilir

Türkiye halkları ile mutabakat yapan ve bunun karşılığında teveccüh gören HDP’nin ‘Savaşa ve silaha’ karşı net duruşunu sergilemeli, kendini ortaya koymalı, mutabakatın sorumluluğunu üstlenmelidir. Bu, ‘başkaları da aynı sorumluluğu göstersin’ demenin ötesinde ciddi bir sorumluluktur, karşılığı da vardır.