Darüşşafaka Eğitim Kurumları adına yapılan toplantıdayız, Plaza otelde okula giriş sınavı ile ilgili tanıtımı izliyoruz.

Gözlerimiz doluyor, boğazımız düğümleniyor.

Çocuklarını Darüşşafaka eğitim kurumlarına gönderen aile büyüklerinin duygularını anlatırken ki anın duygusal sonuçları. Yazar Şeyhmus Diken solumda eğiliyor kulağıma ‘anlaşılan o ki bu okul sadece çocukları değil aileleri de eğitiyor’ diye fısıldıyor.

‘Galiba öyle’ diye yanıtlıyorum.

Hepimizin bir hikâyesi, yaşam öyküsü var açık ya da kendi içinde saklı.

Umuda açık hikâyeleri dinliyoruz Darüşşafaka Cemiyetinin yeni umutlara kapı aralayan tanıtım toplantısında.

Anne ya da babasını kaybetmiş başarılı ilkokul 4’üncü sınıf öğrencilerine dokunan, hayatlarını değiştiren Darüşşafaka Cemiyeti yönetim kurulu üyesi Davut Ökütçü, 1958 yılında değişen hayatını anlatıyor. Ökütçü, Diyarbakırlı, Alipaşa mahallesinden. Babasını kaybettikten sonraki zor koşulları öğretmeninin kendisini Darüşşafaka sınavlarına yönlendirmesiyle başlamış hikâyesi Davut Ökütçü’nün Koç Holdingdeki yöneticiliğine uzanan güzergâhta. O şimdi kendisi gibi olanların yolunu kesiştiriyor Darüşşafaka ile. Sadece Diyarbakır’da değil tüm Türkiye’de gerçekleştirilen bu çalışmaların Diyarbakır sonuçları en çokta Davut  Ökütçü’yü mutlu ediyor.

Geçen yılın sınav birincisi Diyarbakırlı bir kızımız. Toplamda 14 Diyarbakırlı çocuk okuyor Darüşşafaka eğitim kurumlarında. Onları da çok değil, 5-10 yıl içinde Davut Ökütçü gibi Türkiye’nin büyük holdinglerinin birinin başında yönetici olarak görebiliriz. Kendi hikâyesinden yola çıkarak yeni hikâyeler yaratan Davut Ökütçü’nün bir Diyarbakır’lı olarak eğitime yönelik katkıları bununla da sınırlı değil elbette. Daha önceki bir yazımda da değinmiştim; sur için de tarihi bir evin restorasyonunu gerçekleştirerek kütüphaneye dönüştürmüş, imkânı olmayan çocuklar burada kitap okuyup kendini geliştirsin diye.

Toplantı sonrası aileler ve davetliler kaynaşıyor, sohbetler başlıyor. Çağdaş eğitimin nasıl olduğuna dair seyrettiğimiz tanıtım filminin sunumundan yola çıkarak Türkiye’de eğitim kurumlarında böyle bir eğitimin çeyreğinin dahi uygulanması halinde sonuçlarının ne kadar üretken olacağına dair ortak görüşte buluşuyoruz.

Eğitimde fırsat eşitliği, fırsatın ayağa gelmesi, fırsatın değerlendirmesi gibi sorular takılıyor aklımıza. Ülkenin tamamında Darüşşafaka Eğitim Kurumları gibi kurumların çoğalması temennisinden başka da söyleyecek bir sözümüz olmuyor.