Cumhurbaşkanlığı seçimi Kürt meselesi Ve yasal zemin
Türkiye’nin siyasi parametrelerinin tamamı uzun süreden beri cumhurbaşkanlığı seçimlerine endeksli. Türkiye’nin Ortadoğu politikaları, içerideki ve dışarıdaki Kürt politikaları ise ana gündem maddesi olarak Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin içinde son derece önemli bir yere sahip.
Son günlerde TBMM çatısı altına taşınan çözüm süreci ile bağlantılı 7 maddenin yasal zemin bulmasına dönük çalışmanın göz ardı edilecek bir tarafı yok. Çözümün ruhuna ilk kez yasal bir dokunuşun olması mutlaka önemli, ancak çok çok önemli değil. Bu maddelere aslında çok yabancı değiliz. İşin başından beri tartışılan ve konuşulan konulardı.
Daha önce olabilir miydi?
Elbette ki olabilirdi. Olurdu ve geride bıraktığımız zaman dilimlerinde yaşanan gerilimler, ölümler olmazdı. Ancak, bütün hesaplar Cumhurbaşkanlığı seçimlerine endeksli olarak planlandığı için olmaması gerekiyordu, zaten olmadı da.
‘Ölümü gösterip sıtmaya razı etme’ gibi son derece soğuk, sevimsiz bir politik tarzın hâkimiyetinde yürüyen ‘Çözüm süreci politikaları’nın seçimler öncesi gündemleştirilerek adeta pazarlıklara alet edilmiş olması son derece tehlikeli bir durum. Ülkenin en can alıcı sorunu ile ilgili çözüm yöntemlerinin kendi içinde bağımsız, hiçbir şarta bağlı olmaksızın yürütülmesindeki samimiyetle, seçimler öncesi gündeme getirilmesindeki samimiyet, muhatapları ile birlikte toplum tarafından da teste tabi tutuluyor.
Yerel seçimler öncesi böyle yapıldı, şimdi cumhurbaşkanlığı seçimleri var, aynı yöntem uygulanıyor. 2015’te yapılacak genel seçimler içinde büyük ihtimalle aynı yöntem devreye sokulacak. Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Kürt oylarına ihtiyaç duyulduğu artık çok net. Başbakan ve AK Parti tamamen bu noktaya kilitlendikleri için, bu alanda bir kaymanın olmaması için çaba sarf ediyorlar. Çözüm sürecine 7 maddelik bir katkı ile şimdilik durumu kurtarmaya ve Kürt seçmenini ikna etmeye çalışıyorlar.
Sadece seçim arifelerinde yaratılan gündem, çözüm sürecinin sağlıklı yürüyüşüne de engel oluyor, sağlıksız tartışmalara zemin yaratıyor. BDP-HDP kesimlerinin de yaratılan bu gündemden rahatsız olduklarını kendi açıklamalarından biliyoruz. Bütün bunlara rağmen, Kürt seçmenin bir bölümü inanmasa da, küçükte olsa atılan adımlardan dolayı oylarını AK Partiye aktarıyor. Şimdi cumhurbaşkanlığı seçimi var. Birinci turda belki olmayabilir, ancak ikinci turda adaylığına kesin gözüyle bakılan Recep Tayyip Erdoğan’a oy verecek bir kıvama getirilmeye çalışılıyor.
Bu planı bozmak ise biraz zor görünüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.