Normal politikada başarılı olamayan, beceremeyenlere,

Bundan dolayı kan kaybı yaşayanlara duyurulur;

‘İhtiyaç duyduğunuz kan bulunmuştur,

Şehit kanı üzerinden politika yapmaya başlayabilirsiniz’

Şehit kanı edebiyatı müdavimleri politikada tıkanmışlardı.

Ortada kan olmadığı için son derece halsiz ve bitap bir vaziyetteydiler.

Kana ihtiyaç duyan vampirler misali sağa-sola, özellikle de sola karşı son derece saldırgan tavır içindeydiler.

Son bir haftadır moralleri gayet iyi aranan kan bulunduğu için!

Kendi fabrika ayarlarına döndüler

Durum istedikleri gibi seyrediyor

Ülkenin ekonomisi, gelişimi, geleceği, barışı, huzuru için hiç bir plan-programları olmayan bu kıymeti kendinden menkul siyaset bezirgânlarının konuşabildikleri, sunabildikleri bir tek şey vardı, o da şehit kanı üzerinden edebiyat yapmaktı, yapamadıkları için tıkanmışlardı.

Kendileri tıkandıkları gibi ülkenin de önünü tıkadılar, tıkamaya devam ediyorlar.

Hala ‘ülkenin sahibi biziz’ diyorlar

Öyle sanıyorlar!

Birileri uyandırmalı bunları gaflet uykusundan ve şöyle demeli kulaklarına;  ‘kardeşim ülken elden gitti-gidiyor, ülke satışta, ülke iç savaşta, sen hangi sahiplikten söz ediyorsun’

Kan dökülmesin diye gösterdikleri bir çaba gördük mü?

Hayır.

Neden?

Ülkeyi yönetecek bilgi, beceri, duygu ve düşünceden, öngörüden yoksun oldukları için.

Bu kesimin lideri, sonuçlar üzerinden Kırkpınar ağası pozisyonunda ahkâm kesiyor. Asalım, keselim, kapatalım ahkâmı, şehit kanı üzerinden yapılan hamasi edebiyatla ülkenin sorunlarının çözüm bulacağını sanıyor 12 Eylül öncesinden çok iyi tanıdığımız Bahçeli. Dengir Mir Mehmet Fırat’ın 12 Eylül öncesi hatırlatmalarına aynen katılıyorum. Biz onları Çorum’dan, Maraş’tan hatırlıyor ve biliyoruz. Kendilerini kan, kin, nefret, öfke hamuruyla yoğurup bugünlere getirdiler.

HDP ile aynı milletvekili sayısına sahip olmalarının yarattığı ezikliği kin ve nefretle buluşturup, vatan-millet-Sakarya edebiyatını gündemleştirme gayreti içinde şehit kanından nemalanmak istiyorlar, ama faydasız bir durum.

Faydalı olan;

Kan akmasını engellemektir.

Bunun için çaba göstermektir.

Bunların hiç birini yapamıyorsan susmaktır.

Başkalarının değirmenine su taşıyarak, çarkı 90’lı yıllara doğru geriye doğru çevirmek vatanseverlikle eşdeğer bir durum değildir.