AİHM’in Abdullah Öcalan’la ilgili kararı AK Parti ve Türkiye için sınav niteliği taşıyor. Türkiye bu karara göre düzenlemeler yapacak mı, yapmayacak mı? Seçime çok kısa bir zaman kala gelen bu kararla ilgili Adalet Bakanının açıklamalarını dikkate aldığımızda şimdilik herhangi bir düzenleme yapma konusunda bir kararlılıklarının olmadığını anlıyoruz. ‘Uygulamak zorunda değiliz’ diyor Bakan. Bunun karşılığında AİHM’de uzun yıllar hâkimlik görevi yapan, bu konuda uzmanlığı ile bilinen CHP milletvekili Rıza Türmen ise, kararın uygulanması gerektiğini söylüyor.

Öcalan’ın şartlı tahliyesini gündeme getiren bu karar, önümüzdeki sürecin ciddi tartışma konusu. Aynı zamanda çözüm ve demokratikleşme sürecinin sağlıklı yürüyüp yürümeyeceğinin anahtarı olacak. Son günlerde KCK ve BDP’den gelen açıklamaların tesadüfî olmadığını, AİHM’den gelen bu kararla bağlantılı olduğunu anlamak mümkün. Sürecin AK Parti ile devam etmeyeceği yönünde yapılan açıklamaların içindeki ‘muhataplığın’ sona erdiği vurgusunu AİHM kararı ile buluşturduğumuzda BDP’nin ve KCK’nin taleplerinin ana eksenini bu konu oluşturacaktır. Daha önemlisi, seçime 10 gün kala bunun üzerinden yapılacak tartışmalar/karşı çıkışlar BDP-HDP’nin oy oranına ciddi katkı sunmakla birlikte, Kürt oylarının AK Partiye kaymasında ciddi kırılmalara neden olacaktır.

Özellikle Kürt illerinde AK Partinin süreçle ilgili samimiyetsizliğine yapılacak vurgunun AİHM kararının uygulanmak istenmemesi üzerinden yürüyecek olması çözüm sürecinin sağlıklı yol haritasında da kırılmalara yol açacaktır.

İktidar bu konuda seçim taktiği mi yapıyor? AİHM kararı ile ilgili düzenleme yapılmayacağı yönünde iktidar kanadından gelen açıklamalar seçimden sonra değişebilir mi? Gibi iki soruyla konumuza devam edersek, bunu da yorumlamakta yarar var. AK Parti, seçim öncesi milliyetçi oyları kaybetmemek adına bu tür açıklamaları yapma zorunluluğu hissedebilir, konuyu seçim sonrasına erteleyebilir. Bu sadece bir tahmin, seçim sonrasında da, seçimlerden alınacak oy oranları yol haritasının nasıl olacağına dair bir fikir verecektir. O nedenle şu an itibariyle olabileceklere açık kapı bırakıp, meseleye böyle bakmakta yarar var.