Siyasal İslam ve Adana'daki olayları
Dindar (adalete önem vermeyen) bir lider yerine ADIL olan birisini (gayri müslim olsa bile) ona tercih ederim.
Elbette hem dindar ve hem de adıl olan birisi birinci önceliğimdir.
Adil derken; onu sevmeyenlerin dahi "adildir" dediği kimseleri kastederim.
Ak Parti iktidarı bize şunları gösterdi; dine dayalı devlet veya işi ehline değil de dindarına verilerek idare edilen devlet modelinin iflas ettiğidir.
Siyasal dindar bileşenlerinin %90'nından fazlası ile mazlum Müslümanların, 20 yıldır iktidarda tuttuğu, tüm yanlışlarına sabırla, ümitle destek verdiği Ak Parti ile İslam'a hizmet edilemediğini gördük.
Ak Parti iktidarı; İş ehline değil yandaşına verdi. Torpil, rüşvet, adam kayırma, yolsuzluk tavan yaptı. Dindar nesil yerine kindar bir nesil yetiştirdi.
Yanlış yapıldı hem de çok. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem "Ben güzel ahlaki tamamlamak için gönderildim" sünnetti seniyesi yanı "güzel ahlak" unutuldu.
Bir yanlışı düzeltmek için iktidar olanlar daha büyük yanlışlar yapmaya başladı.
Tüm polislerimiz ve turbanlılardan özür dileyerek Adanadaki Furkan vakfi yürüyüşüne polisin müdahalesi (internete yansıyan görüntülere göre) aşırı oldu. Türbanlı bir polisin Annesi yaşındaki bir bayanı insafsizca joplaması vicdanlarımızı derinden yaraladı.
Türbanlı iken joplanan nesilden türbanıyla joplayan nesil!!!
İslam; birilerini zengin etme, makamını koruma, saltanatını sürdürme aracı değildir. Tersi durumda ise o İslam değildir.
Harp meydanlarında bile insaflı olan, düşman olmasına rağmen yaralılarına yardım eden, matarasındaki suyu düşmana ikramında bulunan bir ecdadın nesli ile, annesi yaşındaki bir çarşaflıyı coplayan nesil de aynı değildir.
İdeolojiye dayalı (ister dindar veya diğerleri) devlet anlayışı yanlıştır, hatadır, faydadan çok zarardır.
Olması gereken adaleti esas alan devlet anlayışının varlığıdır.
Dindar bir lider yerine adil bir liderin tercih edilmesidir.
Selam ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.