Aziz ERİM

Aziz ERİM

KENT HAFIZASI DAMA VE ŞANS OYUNLARI

KENT HAFIZASI DAMA VE ŞANS OYUNLARI

DAMA

Dama; 64 kareden oluşan kare bir tahta üzerinde 16’sı siyah, 16’sı beyaz olarak 32 taşla oynanan bir strateji ve akıl oyunudur…

Damanın mucidi Yunanlı Palamed olarak bilinse de M.Ö 1400 yıllarına Firavunlar dönemine kadar uzandığı söylenir…

Damanın mucidi antik cağda yaşayan Yunanlılar mı Romalılar mı, Ruslar mı yoksa orjini Mısırlı firavunlara mı dayanır, bu konuda bir hayli bilgi kirliliği var? Damayı en güzel Kürtler oynarlar hem de kralını oynarlar, dama Kürtler için aşktır, felsefedir! Kürtler, yere 64 kareden oluşan tablo çizip dama oynarlar, bu oyunun seyircisi bol olur ve seyirciler oyunculardan daha heyecanlı olurlar oyuna müdahale ederler bazen de katkıda bulunurlar, o yüzden ortam çoğu kez gerginleşir, stresi bol olur… Damanın kuralları vardır, oynanan taş geri alınmaz, taş istemenin adı “Suvar”dır. Karşı oyuncunun rakibine verdiği taşı yemesi mecburidir, verilen taş daha çoksa önce fazla olan taşların yemesi gerekir. Dama, zekâyı ölçen bir akıl oyunudur, genelde damayı iyi oynayanlar sakin ve mizah, espri anlayışı yüksek olan kişilerdir… Saraykapıda en güzel dama oynayan üç kişi bilirim, Selahattin Duran Ahmedi Baskın, ve Servet Başak, üçü de akrabamız, taşların hepsini verip tek taşla tüm taşları alıp oyunu sonlandırıyorlardı…

Dama oyununu iyi oynayan Xale Haci’ye bir rakip çıkar, masa kurulur taşlar dizilir, önce oyuncular birbirlerini boş hamlelerle yoklarlar, futbolcuların ısınma turları gibi, birkaç taş yeme, taş vermeyle alan boşaltırlar ve oyun kurma düzenine geçerler. Xale Heci, esprili ve nüktedan bir kişi, rakibin moralini bozan cinsten, taş ister:

-Suvarım…

-Nadım Xale Heci…

-Nede tu çıma hers bu xorto…

Xale Heci oyunu açmazdan çıkarmak için savunmayı zorlamaya ve bozmaya çalışıyor. –Hej tere buxe xorto…

Taş-taşa yenir; bir alır bir verir, iki hamle sonra oyunu kıvamına getirir Xale Heci: -Oo were delal were delal, çe bu, çe bu, ejtere buxe, viya ji buxe, helal bej tere xorto, du hep buxe… Taş Xale Hecinin taşının önüne düşer gülümser, taşları saymaya ve yemeye başlar: -Evi ya yek, evi ya dıdo, sıse, çar, penç, şeş, heft kerkere te, ki bajoooo xorto…

İlk oyun biter, damada oyun üç bölümden oluşur, iki oyunu alan maçı kazanmış olur… İkinci oyun için taşlar dizilir ve oyun başlar…

Xale Heci rakibin kendi klasına göre düşük profililli olduğunu anlayınca neşelenir, oyuna başlar ilk taşı sürer ve ardından da:

-Bajo Qure qere…

Oyun hararetli bir şekilde devam eder, Xale Heci show peşinde oyun kurmaya çalışıyor çaktırmadan… Xale Heci futbolcular gibi top çeviriyor boş hamlelerle ve beklediği an gelmiş olacak ki bir kahkaha atıp taş vermeye başladı:

-Eferim tere xorto; buxe, viyaji buxe, duhep buxe, tu suvari, viyaji buxe, tu disa suvari buxe, helali hexweş bu…

Bajo Xalé Heci kim tutar seni! Xale Heci, taşların hepsini verdi sürekli suvar bırakıp sonrada tek taşla 16 taşı birden aldı.. Xalê Hecî damada tek taşla oyunu bitirir ve tebrikleri kabul eder…

DOMİNO

Domino 22 taşla oynanan bir zeka oyunudur, teke tek de oynanır, eşli de oynanır. Domino oyunun iki tür oynayış tarzı vardır. Birinci tür oynayış şekli iki başlıdır, ikinci oynayış tarzı dört başlıdır… Dört başlı oyun eşli veya 3-4 kişiyle oynanır… Domino deyince Diyarbekir’de akla ilk gelen insan Lütfü Abedir, Dağkapıda Sinan Lokantası önünde tablada kaçak sigara satardı, görme özürlü mahalle abimizdi… Çok zeki bir kişiydi gönülgözü açıktı, sesten insanları tanırdı, ciddi ve vakur bir duruşu vardı… Dağkapı esnafı ve sakinleri tarafından sevilen saygı duyulan bir kişiydi,

Burası Dağkapı, arsızı, xırxızı, psikopatı tekmili birden bu semtte dolaşırlardı, Lütfü Abi eliyle dokunarak ve paranın büyüklüğü ve küçüklüğünden parayı bilirdi, her cebinde para değerine göre desteler, büyük paralar ceketin iç ceplerine, bozuk paralar ceketin dış cebine, onlukları, yirmilikleri pantolon ceplerine koyardı, hesabı kitabı hiç şaşmazdı…

Lütfü Abinin bir başka özelliği daha vardı, çok güzel domino oynardı, deyim yerindeyse dominonun muciti denecek kadar…

Lütfü Abi herkesle domino oynamazdı, domino ustaları randevu alıp kalabalık bir grup karşısında domino maçı başlardı ve bu maçın rövanşı o an olmazdı, tek maç olurdu…

Rakip oyuncu oynadğı taşı yüksek sesle söyleyip oynardı, Lütfü Abi söylenen tüm taşları belleğine kazırdı ve ona göre oynardı…

Lütfü Abinin yenildiğini ne duydum ne de gördüm…

Güzel insandı Lütfü Abimiz mekânı cennet olsun nurlarda uyusun…

YANIK (KATLAMA)

Diyarbekir’de açılış adı altında kulüplerde kumar partileri yapılırdı, kentin ve ilçelerin meşhur kumarbazları özel olarak davet edilirlerdi…

Her kumarbazın kendine has oyun çeşitleri vardır, kimi kılıç, kimi poker, barbut, basma, kimi de katlama (yanık) oyununu tercih ederler, bu sıraladığım oyun çeşitlerinin hepsi öldürücü kumar sınıfına girer.

Diyarbekir’de kumar ustalarından biri Abbas Abiydi, çok iyi kumar oynayan biriydi, genelde kazanan bir kişiydi, hatta rivayettir ne kadar doğrudur bilemem ama kumarda şanslı gününde olanlara “Şanse Abbas” deyimi Abbas Abiden dolayı söylenir… Diyarbekir’in en kumarbaz ilçeleri Bismil ve Çınar’dır, Bismil’in en meşhur kumarbazı Celal Abidir. Çok kez seyrettim oyununu çıkan tüm kağıtları ve renkleri beynine yazardı, müthiş bir oyuncuydu, namı diğer “Kor Celo!”

Yaşlanınca gözleri az görmesine rağmen, oğlu Murat’ı yanına alıp öyle oyuna otururdu, kimin hangi kağıtı attığını, hangi kağıtı aldığını Murat’a sorardı ve ona göre oynardı, genel de Katlama-Yanık oyununu tercih ederdi….

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz ERİM Arşivi
SON YAZILAR