İHTİYACIMIZ İMARA AÇILACAK YENİ BÖLGELER DEĞİLDİR
Basında Diyarbakır da yeni imar alanlarının açılmasını isteyen, iş insanlarımızın yerel yönetimlere basın üzerinden yapmış olduğu baskılara baktığımızda, yeni imar alanları açılsın rant ve büyük karların oluşması amaçlı bu talep doğru bir talep değildir. Ve yerel yönetimler bu talebi yerine getirmemelidir. Kent geneline baktığımızda Diyarbakır ın yeni imar alanlarına ihtiyacı yoktur. Diyarbakır ın kentsel dönüşüme ihtiyacı vardır.
Ülkemizde, aynı zamanda kentimiz de yaşanan hızlı kentleşme sürecinin sonucunda, yerleşim alanlarında yerel yönetimler ve bireyler çeşitli sorunlarla karşılaşmaya başlamıştır. Karşılaşılan sorunların en başında ise yaşanan depremlerden dolayı, depreme dayanıklı yapılar sorunu halkın, ulusal iktidarın ve yerel yönetimlerin gündeminin ilk sırasında yer almıştır.
Yaşadığımız coğrafya ve bu coğrafyanın jeolojik yapısı nedeniyle deprem riski yüksek olan bir bölgedir. Bu nedenle de ülkenin genelinde ve kentimizde kentsel dönüşüm konusu çok özel bir yere sahip bir konudur. 5393 sayılı Belediye Kanunun 73.Maddesi kentsel dönüşüm projelerini gerçekleştirme yetkisini düzenlemektedir. Kentsel dönüşüm konusunda yerel yönetimlere yetki veren bir diğer yasal düzenleme 2005 yılında yürürlüğe giren "5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Yasası"dır.
Kentimizde ki yerel yönetimler, yeni imar alanları açılması için kendilerine yapılan baskıya karşılık, kentimizde Şehitlik, Bağlar, Huzurevleri, Cumhuriyet, Aziziye, Körhat vb mahallelerde yerinde yapılacak kentsel dönüşüm projelerinin hazırlanmasından, uygulanmasında sorumluluk üstlenmelidir. Bu sorumlulukları üstlenirken, belediyelerin yerel yetkilerini ve mali kaynaklarını kullanmalıdır. Aynı zaman da halk belediye ilişkisini, bölgede ne yapmak istediklerini uygulamanın yapılacağı bölgedeki halka açıklaması gerekir. İnsanların belediyelere güvenini sağlamalıdır. Bunun yanında Belediye yönetimi kendi kurduğu şirket aracılığı ile kentsel dönüşüm işlerini yapabilir. Yine bölgedeki iş insanlarının bölgede yapacakları işlerden ekonomik kaynak sağlamaları için, mevcut imar planlarında değişiklik yaparak, iş insanların yaptıkları kentsel dönüşüm işlerinden para kazanmalarını sağlamalıdır ki, bölgede yaşayan insanlarımıza ek mali yükler gelmemesini sağlamalıdır. Belediyelerin bu konu ile ilgili özel birimler kurmalıdır. Bu birimler Mimarlar, şehir plancıları, peyzaj mimarları, mühendisler, sosyologlar ve ekonomistler gibi farklı disiplinlerden oluşan uzman teknik kadrolardan oluşmalıdır. Kentsel dönüşüm konusundaki en önemli kanun olan 6306 sayılı kanunun kurulan bu birimlerce detaylı bir şekilde incelemeli. Hatta İl İlçe belediyelerinde sadece kentsel dönüşümden sorumlu başkan yardımcısı, büyükşehirde ise kentsel dönüşüm daire başkanlığı kurulmalıdır. Çünkü Büyükşehir belediyeleri ve ilçe belediyeleri arasındaki iş birliği, kentsel dönüşüm sürecinin etkin ve hızlı bir şekilde yürütülmesini sağlamada çok önemlidir. Bu koordinasyonu sağlamada Diyarbakır belediyeleri arasında bir sorun olmadığından hemen sağlanacak bir durumdur.
Bu konu neden öncelikle ele alınmalıdır.
Konu ile ilgili bir örnek vermemiz gerekirse, Şubat depreminde kentimizde resmi rakamlara göre 5 bin 459 ağır hasarlı binanın olduğu belirtilmiştir. Bu ağır hasarlı binaların büyük bir çoğunluğu, çarpık kentleşmenin olduğu bölgelerimizdedir. Hasarlı yapıların yüzde 90’ının merkez Bağlar ilçesinin 5 Nisan, Şeyh Şamil ve Mevlana Halit mahallelerinde yer almıştır. Kent genelinde yıkılan binalarda 414 insanımız yaşamını kaybetmiştir.400 bin nüfusuyla Bağlar ilçemizdeki yapıların çoğunluğu, bina yapım tekniğine uygun olmadığı, Bağlar’da bulunan hasarlı binaların hepsi Şubat depreminden zarar görmüş binalardır. Hepsi yorgun binalar. Küçücük bir depremde yıkılabilir durumdalar. Bağlar ilçemizde yaklaşık 12 bin bina mevcuttur. Bu bölgede gecikmeksizin kentsel dönüşüm iş ve işlemlerine başlamaları gerekir. Bilim çevrelerinin ifade ettiği gibi Bingöl ve çevresindeki fayların 7 büyüklüğünde deprem üreteceği düşünüldüğünde çok hızlı bir şekilde çalışmalara başlamak gerekiyor.
Sonuç olarak, ilimizde yeni imar alanları açmaktan çok önceliğin belediyelerimizin yerinde kentsel dönüşüm çalışmalarına ivedilikle başlamalarıdır. Yeni imar alanları açıldıkça, kentte çöküntü alanları ortaya çıkmaktadır. Süreç içerisin de eskiyen ve çeşitli ekonomik ve sosyolojik olaylardan dolayı kaçak yapılardan oluşan kentsel alanların yenilenmemesi sonucunda sağlıksız ve depreme dayanıksız mahallelerde hiçbir dönüşüm yapılamamaktadır. Bu alanlar genellikle kent merkezlerinde ve alt gelir gruplarının ikamet ettiği semtlerdir. Fransız Sosyolog Henri Lefebvre, “kapitalist bir düzende kent mekânını sermayedarlarla devletin birlikte biçimlendirdiğini, kapitalizmin kent mekanını işgal ederek ve yeni mekanlar üreterek büyümektedir.” Demektedir. Belediyelerimiz bunun önüne geçmek için yoğun bir çaba göstermelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.