Artık bir gün 24 saat değil!
Kuşkusuz 2020 yılı insanlık tarihi için bir dönüm noktası oldu. Sonuçları itibariyledünya da pek çok önemli hadise yaşandı.
Depremler, büyük yangınlar, savaşlar, ekonomik buhranlar ve en ölümcülü kovid-19 virüsü 2020 yılından geçti.
Şaka gibi gelebilir ancak dünyanın kendisi bile kendi ekseni etrafında dönüş hızını artırdı. Dünyanın günlük hareketi sonucunda gece-gündüz oluşur. Bu süre tam olarak 24 saate tekabül eder.
Artık bir gün 24 saat değil.
LiveScience'ta yer alan habere göre bilim insanları, 19 Temmuz 2020 tarihinde bir günün 24 saatten 1,4602 milisaniye daha kısa sürdüğü ortaya çıkarıldı.
Dünya son 50 yıldır hiç olmadığı kadar hızlı dönüyor ve bu yüzden bir gün artık 24 saatten daha kısa bir sürede tamamlanıyor.
1 saniye eksik veya fazla olması çok mu önemli diye sorabilirsiniz?
Bu çok ufak bir fark olarak görülse de özellikle uydular ve iletişim cihazları;
Ay, Güneş ve diğer yıldızların konumlarına bakılarak belirleniyor ve güneş zamanı ile hizalanan gerçek zamana dayanıyor.
Bu nedenle milisaniyelik farklar bile bilim insanları için oldukça önemli.
Aslında küçük olaylar büyük hadiselerin başlangıcıdır. Benim önemsediğim şey bilimin kendisidir.
Yukarda ki hadiseyi şunun için anlattım:
Küçük bir olay gibi görünen bu bilgi, bilimi önemseyen toplumlarda çok yankı uyandırır.
Aklı ve bilimi önemsiyor gibi yapsak da gerçekçi olalım bilimden çok uzağız. Bunu sizlere birkaç olay ve bu haftaki son hadiseyle ispatlamak istiyorum.
Şuan dünyanın yörüngesinde dönen toplam 6 aktif uydumuz mevcut.
TÜRKSAT 3A, TÜRKSAT 4A ve TÜRKSAT 4B uyduları haberleşme ihtiyacını karşılarken
Rasat, Göktürk-1 ve Göktürk-2 uyduları gözlem ve askeri amaçla kullanılıyor.
TÜRKSAT 3A haberleşme uydusu, 13 Haziran 2008 saat 01.05’te Fransız Guyanası’ndan Ariane 5 roketiyle fırlatılarak yörüngesine yerleştirildi.
TÜRKSAT 4A, Kazakistan Bay Konur’dan Proton roketiyle uzaya gönderildi.
Göktürk-2, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Gansu Eyaleti’ndeki Jiuquan Uzay Fırlatma Merkezi’nden uzay yolculuğuna başladı
Çok uzatmak istemiyorum son olarak bu hafta
TÜRKSAT 5A, 8 Ocak 2021 Cuma günü Türkiye saati ile 05.15’de ABD'nin Florida eyaletinde bulunan Cape Canaveral Üssü'nden başarıyla fırlatıldı.
Elbette bunlar bizim gururumuz, gökyüzündeki gözümüz…
Ancak burada ilginç bir şey dikkatinizi çekti mi?
Ülkemizden uzaya fırlattığımız bir uydumuzu veya roketimizi hiç duydunuz mu? Maalesef duyamazsınız çünkü yok. Bir uzay üssümüz dahi mevcut değil.
Evet, bizler bilime yatırım yapmalıyız. Bir roketi fırlatmak için başka ülkelere milyonlarca lira veriyoruz. Bir an önce kendi üssümüzü kurmalıyız. Bilim insanlarımıza güvenmemiz onların yolunu açmamız bir elzemdir.
Sadece bunlarda değil. Dünyadaki son hadiselere bakalım. Kovid-19 aşıları peş peşe piyasaya sürülmeye başlandı. Bırakın bizlerin aşı üretmesini, şuan paramızla bile yeteri dozda aşı alamıyoruz.
İşte bilime verdiğimiz önemin özeti…
Evet, bilim ve bilgi üreten toplumları hayranlıkla izliyoruz. Bizleri peşlerinden sürüklüyorlar.
Buraya da şerh bırakıyorum: Bilim üretmeyen bir toplum bağımsız değildir, başkaları tarafından yönetilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.