KAOSDAN NASIL ÇIKILACAK?
Kaynayan kazan gibi sürekli bir savaşımın cenderesinde kan kaybeden Orta Doğu’da İŞİD; Musul’dan başlayarak yeni bir saldırı dalgası başlattı. Böylece Orta Doğu, içinden çıkamadığı girdapta boğulmaya başladı. Pamuk ipliğine bağlı dengeler alt üst olmaya başladı.
ABD’nin geri çekilmesinden sonra, Irak’ın güneyinde güçlenen ve burada egemenliğini kuran İŞİD, şii Maliki iktidarıyla sürekli bir çatışma içinde oldu. Irak şii ve sünni mezhebi temelinde iki cepheye ayrıldı. Sünni kesime dayanan İŞİD bu yüzden hızla bir gelişme gösterdi. KDP’nin bu saldırılar karşısında sessizliği ve Musul’da Irak ordusunun tek kurşun sıkmadan teslim olması bu mezhepsel yarılmanın sonucudur. Katar, Arabistan, Kuveyt ve Türkiye’nin de desteğini alan İŞİD, kontrol edilemez bir güç durumuna geldi. Bu ittifak önümüzdeki süreçte bu destekçilerine de önemli zararlar vereceği; Musul elçiliğinin baskını, şoförlerin rehine alınmasıyla görülmektedir. Orta Doğunun nasıl bir savaş cehennemi içine itildiğini yakında hep beraber yaşayarak göreceğiz. Bu hengâme içinde en büyük zorlanmayı destekçileri yaşayacaktır. Büyük bir insanlık dramı kapıda gözüküyor.
Zamanında El Kaide bağlantılı İŞİD ve EL NUSRA çetelerinin Suriye’de ve Rojava’da yaptığı vahşi katliamlar görmemezlikten gelindi. Hatta her türlü maddi ve askeri destek gördü. Palazlandırıldı. Halkları doğrayan bir kılıca döndü. İslam’ın arkasına sığınan bu devşirme ve çeteci güçlerin; kontrol edilemez ve geriletilemezse, bölgeyi kana ve karanlığa boğacağı açıktır.
Moğol ve haçlı seferlerinin barbar saldırılarının yarattığı yıkımın benzerini yüzyıllar sonra görmemiz ve yaşamamız olasıdır. Bu saldırı dalgası kırılmaz ve bertaraf edilemezse, felaketi görmemiz ve yaşananlara şahit olmamız uzun zaman almayacaktır. Afganistan’dan, Nijerya’ya; Royava’dan Musul’a kadar olan coğrafyada El Kaide ve bağlantılı İşid ve El Nusra gibi çetelerin izlediği politikalar ve gerçekleştirdiği kırımlar, bu kaygının yersiz olmadığını göstermektedir.
Ayrıca burnumuzun dibinde Suriye ve Rojava’da gerçekleştirdikleri katliamlarda yaş, cins ayrımı yapmadan, kendilerince katli vacip gördükleri insanları koyun boğazlar gibi öldürmüşlerdir. Birçok kesim bunları görmemezlikten geldi, abartılı olarak değerlendirdiler ve görmemek için kılıflar arayıp durdular.
Çeteler Musul’u ele geçirdikten sonra saldırılarına devam edecektir. Sıra başka kentlere de gelecektir. Suriye ve Rojava sınırına dayanacaktır. Böylece Rojava direnişi sonucu gerçekleştiremediği egemenlik kurma savaşını devam ettirecektir.
Orta Doğunun gerici ülkelerin desteğini arkasına alarak saldırıya geçen çetelerin hedefleri arasında başta Kürtler, aleviler, Êzidiler olmak üzere birçok halkı hedef alacaktır. Şimdi bu halkları büyük bir tehlike beklemektedir. Bu saldırı dalgasının yarattığı tehlike nasıl boşa çıkarılacaktır?
Şimdiye kadar gerçekleştirilemeyen Kürtlerin ulusal birliğinin gerçekleşme koşulları fazlasıyla olgunlaşmış durumdadır. Üstelik birlik sorunu artık hayati bir önem taşımaktadır. Katliamla karşı karşıya olunan bu süreçte birlikten kaçınan güçleri; Kürt halkı, tarih ve Orta Doğunun halkları affetmeyecektir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.