BİR HALK TEK YÜREK
Öyle anlar vardır ki; adeta insanın kanı donar. Damardaki kan akmaz olur. Yüreğinin atmadığını sanırsın. Nefesin tıkanır, ciğerlerine oksijen gitmez olur. O günü, o anları asla unutamazsın. Hayatında ömür boyu silinemeyecek bir iz bırakır. Yaşananlar bir halkın başına gelebilecek en kötü travmadır. Tekrarını hiçbir halk bir daha yaşamak istemez. Bütün takvimler o gün zamanı durdurmuştur.
15 Şubat; Kürdün, insanlığın asla unutamayacağı, kara günüdür. O gün, Kürt halkı için yaşam güneşi kararmıştır. Aynı zaman diliminde, aynı anda, binlerce insan tekleşmiştir. Bir halk, sanki tek bir insan, tek bir yürek olmuştur. Yenen lokma, içilen su, alınan nefes bütün sevenler ve inananların boğazlarında düğümlenmiştir.
İşte, 15 Şubat Kürtler için böylesine lanetli bir gündür. Sadece Kürtler için değil; Türklerden Araplara; Alevi’sinden Sünni’sine; Orta Doğu’dan Avrupa’ya hatta Latin Amerika’ya kadar dünyanın ezilen halkları, emekçileri, demokratları, sosyalistleri, farklı inançtan, etnik guruptan insanlar benzer duygularla üzüldü.
Tarihte bir çok lidere komplolar yapılmıştır. Fakat, dünyadaki emperyalist-kapitalist devlet sisteminin, komplonun yek vücut aktörü olduğu, başka bir halk önderi var mıdır?
Kürtlerin geçmiş tarihsel süreçlerde yaşadığı, dram ve trajedilerinin en önemli nedeni; önderlikten yoksun olmasıydı. Bir kişi çıktı kurulu düzene ait her şeyi reddetti. Tıpkı tarihin başlangıcındaki gibi, yeni yaşam, yeni kişilik değerleri üzerine paradigmasını inşa etti. Önderliğine kavuşan Kürtlerin kaderi tersine döndü. Ezilenlerin, ötekileştirilenlerin kurtuluş umudu oldu. Kadınından, erkeğine, çocuğundan yaşlısına kadar Kürt insanı değişmenin, dönüşmenin ve özgürleşmenin yolunu buldu. Serok’un ortaya çıkardığı bu yeniden yaratım gücü etkisini genişletip büyütmesi; onu, gerici güçlerinin ve emperyalist güçlerin hedefi haline getirdi. Bu dünyada ona bir karış yer bırakmak istemediler. Tarihin en kadim halkına önderliğini fazla gördüler.
Önderliksiz yaşamı kendine haram gören birçok yoldaşı kendini yakarak, bu kara günü kabullenmedi. Acıyı hücrelerine kadar hissetmek için bedenini ateşe verdiler.
Koca adada tek başına, dünyadan izole edilmesine rağmen; iğne deliği kadar imkândan mucizeler yaratarak bu komployu da boşa çıkardı. Şimdi; barışın, kardeşliğin, demokrasinin, çözümün, yani; en diptekilerin umudu olmaya devam ediyor. Halklar artık O’nu arasında görmek istiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.