GÖZLER O GÖRÜNTÜYÜ UNUTAMAZ
Roboski’yi bombalayan pilotların ordudan istifa ettiklerine ilişkin haber yazılı basına düştü. Yaşadıkları travma onları da hasta etmiş. Bombalayarak öldürdüğü insanların dramlarından etkilenmişler. Kurbanlarının yaşam öykülerine daha fazla dayanamamışlar. Şimdi psikolojik tedavi görüyorlar. Yani savaş sendromuna yakalanmışlar. Kirli savaşın yürütüldüğü hemen hemen bütün ülkelerde savaşa katılanların yaşadığı bir durum. Benzer öyküleri; başka ülkelerde yaşananları, kitap ve gazetelerden okurduk, artık burnumuzun dibindekileri…
30 yıllık Kürt coğrafyasında kirli savaşa katılıp, savaş sendromuna yakalanan çok sayıda kişinin kriminal öyküleri basına yansıdı. Bu sendroma yakalananların sayısı hiç de az değil. Savaş da kirlenen insan, sivil yaşama ayak uyduramıyor. İlk defa pilotlara ilişkin sendrom haberleri basına yansıyor. Haberi okuyunca, insanın aklına şöyle bir soru geliyor. Acaba yıllardır dağı, taşı, ormanları, köyleri; kazan, napalm, fosfor vb. bombalarla yerle bir ettiler. İnsanlar, ormanlar katledildi. Bu işlere katılan diğer pilotların ruhsal durumlarında bir sıkıntı olmadı mı? Savaş sendromuna yakalanmadılar mı? Bunun verileri kapalı tutuldu.
Cezayir, Vietnam, Afganistan ve Irak’da kirli savaşa sokulan askerler; bu ülkelerde kural kaide tanımadan büyük insan kırımı yaptılar. İnsanlık suçu işlediler. Vahşeti uygulayanlar bir süre sonra kendileri vahşileşti. Savaş bitip ülkelerine döndüklerinde kendilerini hala savaşıyor olarak görmeye devam ettiler. Her şeye tanık olan gözler hiçbir şeyi unutmadı. Kalpleri vicdanları hiçbir şey hissetmese de gözler o görüntüleri,ona hiç unutturmadı. Tekrar tekrar canlandırdı. Her an onları görür gibi oldu. O görüntüler akıllarını aldı. Onlar için zaman orda dondu. Yürüttükleri kirli savaşın bütün kiri kendilerine bulaştı. Ruhları başta olmak üzere her şeyleri kirlendi. Kirlerini gittikleri her yere bulaştırdılar. Toplum onları kabul etmedi dışladı. Onlar kirlilikleriyle topluma karışamadı. Tam bir klinik vaka durumuna geldiler. Ne kadar özel rehabilitasyonlardan geçirilseler de geçmişin izlerini silmeye yetmedi.
Değişen bir şey olmuyor. Hangi ülke olursa olsun yöntemler aynı olunca sonuçları da değişmiyor. Sadece geçinmek için , bir lokma ekmek parası uğruna ‘kaçağa’ çıkan 34 canın üzerine defalarca bombaları bırakarak paramparça edildi. Bombalar Roboskililerin vücutlarını parçaladı. Bombaların parçaladığı insan etleri birbirine karıştı. Anaları bile çocuklarının parçalarını biribirinden ayıramadılar. Bir kısmı toprağa karıştı, bir kısmı da kayalara yapıştı. Bedenlerinden sağlam kalan parçaları battaniyelere sarıldı. Geriye kalan bedenleri katır sırtında taşındı.
Şimdi; böyle bir olayda fail olanın yaşamı, hiç bir şey olmamış gibi devam edebilir mi? Acaba bu ve benzeri olaylarda sorumluluğu olanların ruhsal durumları nasıl?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.