Ülke futbolunun geldiği nokta ;önü alınamaz büyük bir huzursuzluk ve kaos.Kin ve nefret söylemleri,ekilen düşmanlık tohumları bizi bu noktaya getirdi.

Yıllardır temeli atılan ve son yıllarda körüklenen düşmanlığın sonunda Fenerbahçe kafilesi Rize dönüşü Trabzon yolunda saldırıya uğradı,kafileyi taşıyan ulaşım görevlisi ölümden döndü.

Ülke olarak en büyük hastalığımız gemi batmadan önce tedbir almayız,battıktan sonra yol gösteririz.Bugün insanlar spor kafilesine acımasızca saldırarak suçsuz günahsız emekçileri hastanelik edecek hale gelmişse bunda herkesin suçu yok mu?.İşine geleni kollayıp, gelmeyeni cezalandıran TFF sütten çıkmış ak kaşık mı?.Futbolu kendi tekellerine alıp siyasallaştıranların vebali yok mu?.En önemlisi ne idüğü belirsiz provokatörleri yorumcu yaparak futbolumuzun altına dinamit koyan gazete ve tv'ler iyilik melekleri mi?.Kin,öfke,iftira,hakaret,aşağılama adına her türlü rezilliğe mahal veren sosyal medya bu fitne ateşinin körükleyicisi değil mi?.Sorumsuz açıklamalarla kitleleri galeyana getiren,düşmanlık körükleyen,karşısındakini rakip değil düşman gören endüstriyel futbolun paralı hokkabazları kulüp yöneticilerini sorgulamak gerekmez mi?.Sahada futbolun güzelliklerini sunmak yerine kabadayılık yapan küfürbaz,çirkef,ahlaksız soytarı kılıklı futbolculara ne demeli?.

Normal olan hiç bir insanın yapamayacağı ve kabul edemeyeceği davranışları yapan sözde taraftarları suçlayarak bu işten sıyrılmaya çalışmak kolaya kaçmaktır. Ben derim ki kangren hale gelen bu bozuk düzeni ve düzenin aktörlerini sorgulayalım. Olaylara renk ve takım düzeyinde baktığımız sürece çözüm üretemeyiz.Aksine çoktan batmış olan bu gemi çok daha tehlikeli bir limana doğru yol alacaktır. Umarım son olaylardan sonra bu işin sorumluluğunu taşıyan herkes gerekli dersleri çıkarır. Sizce ders çıkarırlar mı?.İnşallah ben yanılırım.