‘’EŞKIYA’’, YILDIZLARI ANLATAN ŞARKILAR VE Z KUŞAĞI VE FOSİL ZİHNİYET
Eşkıya filminde düşündürücü bir sahne vardı.
Eşkıya’yı gammazlayan, onun yıllarca hapiste, acılar içinde yaşamasına sebep olan Eşkıya’nın eski arkadaşı, şimdilerde iş insanı olan çapulcu diyor ki:
‘’Ben âşkım için, en yakın arkadaşım olan seni sattım! Senin âşkın olan Keje’ye zorla sahip oldum. Ben âşkım için adam öldürdüm. Canımı ortaya koydum. Elimden ne geliyorsa yaptım. Ya sen âşkın için ne yaptın?’’ diyordu.
Aşkın ölüsüne sahip olmanın bile gövde gösterisinde bulunuyordu. Aşina olduğum bir savunma tarzı bu! Benim bizzat ardına verdiğim alçaklardan duyduğum, hiç de yabancısı olmadığım argümanlar bunlar! Üstelik her alanda tezahürü var, edebiyat da dâhil!
Yaşadığımız düzen ve sistemle örtüşen bir alçaklık ve fırsatçılık bu! Gemisini yürüten kaptandır anlayışı bu! Ama bu gemi nerelerde yüzüyor, nerelere hangi kötülükler taşıyor? Bu can yakıcı soruların es geçildiği bir gerçeklik bu! Zaten sorunlar kimin umurunda?
Sorular da, sorunlar da mert yüreklerin umurunda! Gerçeklerin er geç ortaya çıkma gibi bir yanı var ve edebiyat ortamı da hariç değil!
Ben bu yazıyı edebiyat ortamını deşmek için kaleme almadım; ama söz oraya gelmişken boşlukta kalmasın: Yayınevleri, dağıtım evleri ve ödüller; tekelleşmenin şeytan üçgenidir; bilinmeli!
YILDIZLARI ANLATAN ŞARKILAR
Orkestra eşliğinde söylüyorlar
Ellerinde mikrofonlar
Tozpembe şarkılar duyuluyor
Benim elim
Yaralı kalbimin üstünde
Kayan yıldızları anlatıyor şarkım
Çıplak bir sesle ve duyulmuyor
AYDIN ALP (TUFANLARDAN ARTAKALAN J&J YAYINLARI 2015)
Şimdi gelelim kötülük yaparak bir yerlere ulaşma meselesine.
Evet, yaşamda böyle bir gerçeklik var ne yazık ki! Yüzyıllardan bu yana da sürüyor. Sınıflar (burjuva, proletrya) arasında; ezen, ezilen uluslar arasında ve iyiyle kötü insanlar arasında.
Sanat da hariç değil. Ama ben yine de Antonio Salieri (Mozart’ı kıskanan, engelleyen müzisyen) gibi davranmayı, hiçbir yazan - çizene yakıştıramıyorum.
MUHTEŞEM VE TEKİNSİZ!
Anılar
Yoksunluklar deryasında sıralı adalar
Muhteşem ve tekinsiz!
Hangi dizelere sığar?
Kaç çağ yaşadım, kaç rejim?
Kaç ölüm, kaç hayat?
Bir ben biliyorsam
Yok mu sayılır?
Anlatmalı mı ah!
Körpeliğimize ve geleceğimize kıyan
O gözleri kanlı melanet eylülü
Tanık mı denir?
Sanık mı?
Davacı mı?
Ne denirse densin kurbanlığımıza!
Her şeye karşın
Yürekli ve onurlu yaşadık
Bir o kadar da kuşatma altında
Ey dünya!
Gençtik
Ve her şeyden yoksun
Eylülün en kanlı zamanıydı
Ve bir kâbus gibi çökmüştü üzerimize
Ve topluca da tek tek de
Arandığımız ve avlandığımız zamanlardı
Nedeni sadece esmer kimliğimizdi
Ve ekmek çıkaracağımız taşlar bile yasaktı!
Ve geceleri
Ölümüne içesimiz gelirdi
Ve bulduğumuzda da
Ölümüne içerdik
Kadınlarımız da yoktu
Eylül öncesi dostlarımız da
Şuradan buradan
Bir avuç insandık
Yaralı ve parasız
Perişan
Ve duygulu
Ve eylüle kin dolu!
Ey dünya ve böyle başladı
Güvercin yuvası yüreklerimizde
Ardı ardına şahinler havalanmaya
AYDIN ALP (TUFANLARDAN ARTAKALAN J&J YAYINLARI 2015)
Benim içinde yer aldığım zaman dilimi bitiyor. Biçimlendiğim koşulların yerinde yeller esiyor! Yaşadığım topraklar çoraktı; ama bataklık değildi! Ben lafı uzatmayayım kardeşim. Benim ve kuşağımın yazılımı, yirminci yüzyıl yazılımıdır. Şimdiki yirmi birinci yüzyılın yazılımı farklı. Hani Z Kuşağı deniyor. Yeni bir kuşak ve teknoloji ile iç içe. Hayır, demeyi bilerek büyüyen bir kuşak. Ve hayır, diyecekleri o kadar çok şey de var ki. Kalbim, bütün insanlıkla beraber bu yeni kuşağın da gün yüzü görmesinden yana! Ve koşulların öyle kötü olduğu bir zaman ki… At izinin it izine karıştığı ürkütücü bir dönem bu. Ah, bugünleri kazasız belasız atlatabilsek... Ben teknoloji öncesi bir kuşağım. Teknolojiye bir diyeceğim yok da çağlar öncesine dönmek isteyen erke, bu fosil zihniyete diyeceğim var ama! Z Kuşağının, bu yeni kuşağın önü kesilmesin! Toplumumuz kuşaklar boyu engellendi; hiç olmazsa bu yeni kuşak, gün yüzü görsün!
Tek tek insanlar belli sürelerde engellenebilir. Sanatta da böyledir. Ama toplumların geleceğe kurulan çarkını, sürgit geriye çevirmek asla söz konusu olamaz! Tarihin çöplüğünde yatan diktatörlerle bu gerçeklerin sağlaması yapılmıştır.
Ben göremesem de insanların kendini özgürce geliştirebildiği ve gelecek kaygısı taşımadan yaşayabileceği günler diliyorum. Sevgiler, saygılarımla… AYDIN ALP
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.