Zülküf Kışanak

Zülküf Kışanak

Aşiret hukukunda mültecilik ve iltica hakkı…

Aşiret hukukunda mültecilik ve iltica hakkı…

Çağımızın en önemli sorunlarından biri de mültecilik ve iltica etme hakkı sorunudur. Mülteci ve iltica etme hakkı insanlık tarihi boyunca varlığını korumuştur. Savaş, iç çatışma, kuraklık, kıtlık, yokluk, hastalık gibi nedenlerden kaynaklanan aşiretler veya bölgeler arası iç ve dış göç her zaman yaşanmıştır. Örneğin Sümer yazılı belgelerinde güneyden kuzeye yayılan tarihin ilk mültecileri olarak bilinen Akadlılardan sık sık bahsedilir. Sümer kazıları sırasında elde edilen buluntular arasında ilk mültecilerin gelişi, karşılaştıkları sorunlar, ortaya çıkan toplumsal çalkantılar, çatışmalar, buna karşılık mültecilerin hakları, hukuktaki yeri, sonuçları hakkında çokça belge bulunmaktadır. Mültecilik ve iltica hakkıyla ilgili bilgiler sadece yazılı belgelerde yer almıyor, halkların yazılı olmayan hukukunda da geniş bir yere sahiptir. Mülteci hakları, Ortadoğu’nun kadim halklarından Kürtlerin yazılı olmayan toplumsal hukukunda da önemli bir yere sahiptir. Doğal toplum özellikleri gösteren aşiretler halinde yaşayan devletsiz Kürtler, bu konuyla ilgili oldukça önemli bir hafızaya, yazılı olmayan bir hukuka sahiptir…

*

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Kürtlerin yaşadığı bölgede de kadim çağlardan bu yana savaş, çatışma, kıtlık, beklenmeyen doğal felaketler yaşanıyor, insanlar göç yollarına düşüyor, mülteci haline geliyor. Kürtler, gerek komşu bölgelerde, gerekse aşiret düzeyinde egemen oldukları kendi bölgelerinde mülteci durumuna düşen insanların güvenliğini, ekonomik yaşamlarını gözetmişlerdir, toplum olarak ortak önlemler almışlardır. Hangi gerekçeyle olursa olsun toplu yada bireysel olarak topraklarına, daha doğrusu egemen oldukları bölgeye sığınan insanlara karşı sorumlu davranmışlardır. Misafir olarak kabul ettikleri mültecileri her türlü tehlikeden korumuş, güvenliğini sağlamış, onurlarına, inançlarına, gelenek ve göreneklerine saygı göstermiş, evini, sofrasını paylaşmış, savaş, çatışma ve kıtlık tehlikesi ortadan kalkana kadar da kendi topraklarında barındırmışlardır. Hangi gerekçeyle olursa olsun sığınmacı olarak topraklarına iltica etmiş insanlara karşı askeri güç kullanmamış, zorbalık yapmamış, içine düştüğü olumsuz durumdan dolayı aşağılamamış, iradesine saygısızlık yapmamış, özellikle de yabancılık hissettirmemiş, kendilerine emanet olarak kabul etmiş…

*

Mültecileri kabul eden aşiretler, hakim oldukları bölgelere yada köylere iltica eden insanlara geçimlerini temin etmek için ekip biçebilecekleri toprak, katıklarını sağlayabilecekleri hayvan, barınabilecekleri evler sağlayarak her türlü insani yardımda bulunuyorlardı. Aşiretler, bir anlamda mültecilerin her türlü sosyal ve güvenlik sorunlarını üstlenerek toplumsal düzeni sağlıyorlardı. Bu şekilde köy yaşamına ortak olan, geçimlik ekonomik imkanlarına kavuşan mülteciler, kısa sürede yardıma muhtaç kitleler olmaktan kurtuluyorlardı. Güvenlik konusuna da önem veren aşiretler, kendi topraklarına sığınan mültecilere yönelik her türlü tehdidi kendilerine yapılmış olarak kabul ediyorlardı. Herhangi bir saldırı anında aşiret olarak ortak tepki gösterilerek sığınmacının can ve mal güvenliği sağlanıyordu. Yerleşik köylü ile mülteci arasında bir anlaşmazlık çıkması durumunda mültecilerin de temsil edildikleri aşiretin yaşlılarından oluşan heyet tarafından sorunlar çözüme kavuşturuluyordu. Mülteci kişi yada aile, oluşturulan heyet tarafından haksız bulunması durumunda ise köyden çıkartılma kararı veriliyordu. Heyet tarafından köyden göç etme kararı verilen mültecilere yeni bir yer bulunana kadar yaşamın olağan akışı devam eder, daha sonra güvenlik içinde geçişleri sağlanırdı. Aşiretin veya köyün sınırları terk edilene kadar mültecilerin can ve mal güvenliği aşiret tarafından sağlanırdı…

*

Ancak bu mülteci ve iltica haklarının geçerli olabilmesi için aşiretler birbirlerinin hukukuna ve iç sosyal düzenine saygıyı esas alırdı. Komşu aşiretlerin veya diğer halkların içinde huzursuzluk çıkarmaya yönelik herhangi bir faaliyette bulunmazdı. Kayseri’deki, Hatay’daki, Antalya’daki Suriyeli mültecilere yönelik linç girişimleri izleyince binlerce yıldan bu yana bu topraklarda yaşayan Kürt aşiretlerinin mültecilere yönelik doğal hukukunu hatırlatmak istedim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zülküf Kışanak Arşivi
SON YAZILAR