Kürt Konuşmasın!
Günler öncesinden yalnız Diyarbakır değil bütün bölge 7 Haziran seçimlerinin finali olarak kabul edilecek olan Diyarbakır’ın 5 Haziran mitingine kendini hazırlıyordu. Devasa bir kitlesellikle dosta düşmana kadim Amed seçime iki gün kala gücünü gösterecek ve işte ben buradayım ey muktedir sen nerdesin diyecekti.
Sabah bir otelin salonunda sivil toplum örgütlerinden üçyüz dolayında katılımcı ile HDP Diyarbakır İl Örgütünün sabah kahvaltısında konuşan HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş “Kendini aslan zanneden saraydaki, yedi haziran akşamı kediye dönecek. Aslında barış onun umurunda değil!” diyordu.
Aynı gün saat 16.00’da Miting alanı olan İstasyon Meydanına vardığımızda Dörtyol kavşağında olan meydan dört yöne açılan ve upuzun uzayan yollarıyla hıncahınç “et etin üstünde” diyebileceğimiz halk tabiriyle istiap haddini hayli doldurmuştu.
Miting Alanı adeta bayram yeri şenliğine dönmüştü. Onlarca davulcu etraflarına topladıkları öbek öbek gruplar ve gençlerle farklı bir coşkunun gösterisini sunuyorlardı.
Alanda erkekten çok kadınların gücü ve varlığı hissediliyordu. İşin güzel tarafı bir düğüne, şenliğe, bayram yerine ya da Yaz Newrozuna taşınmışlar gibi sarı, kırmızı, yeşil ve mor renklerle süslenmişlerdi. Çok yaratıcı sloganlar el yazısının olanca mahareti ile kartonlara renkli bezlere yazılmıştı.
Muhteşem bir görüntüydü. Amed’in erken zafer coşkusuydu sanki.
Saat tam 17.49’da ilk patlama sesi geldi. Platformun sol tarafından geldi ses. Kitle önce ne olduğunu anlamadı. Bir anda sahnede konuşmacının sesi de kesilmişti. Tam iki dakika sonra 17.51’de ikinci patlama daha büyükçe bir sesle gümleyince insan sesi olanca hançere ve gırtlak bağırtısıyla bir anda “Katil Erdoğan” sloganına dönüştü. Barış isteyenlerin sesi, nefesi, çığlığı kan üzerinden politika yapmak isteyenlerce kana bulanmıştı. Günlerdir HDP baraj altında kalsın diye yırtınanlar karanlık güçlerine yaptırtmak istediklerini yaptırmışlardı.
Önümüzden bez pankartlara sedye niyetine yatırılmış kan revan içinde insanlar geçiriliyordu. Yüreğin dayanacağı görüntü değildi. Kitlenin tepkisi had safhadaydı. Bütün yaşananlara rağmen aklıselim sahibi partililer kitleyi sükûnete davet edip gençlere “sakın ola! taşkınlık yapmamalarını” öğütlüyorlardı.
HDP örgütü çok başarılı bir sınav verdi. AKP, HÜDA-PAR parti bürolarını hatta polisi bile kitlenin herhangi bir taşkınlığına karşı uyararak korudular.
Ben size bu satırları yazmadan beş dakika önce Başkan Selahattin Demirtaş’a cep telefonumdan mesaj yollayıp dedim ki; “Başkan ben diyorum ki; kitleyi sakinleştirecek bir sese ihtiyaç var. Şehirde kitlenin toplandığı yerlerde sükûnet telkini gerekiyor.”
Şimdi cep telefonundan mesaj geldi; “İstasyon meydanında patlama sonucu yaralanan vatandaşlarımıza kan vermek isteyenlerin acilen Devlet Hastanesi, Tıp Fakültesi ve Diyarbakır Araştırması Hastanelerine başvurmaları önemle rica olunur” Şu anda Selahattin Demirtaş HDP İl binası önünde konuşuyor, kitleyi sükunete davet ediyor.
Bu hamur çok su kaldıracak. 124 noktada HDP binalarına saldıran, bombalayan, Karlıova ve Diyadin katliamlarını gerçekleştirenler Diyarbakır’ı da kana buladı. Bu kapkara lekeyi Hükümet ya deşifre eder. Ya da bunun altında boğulur gider… Genel kanı bu…
Şeyhmus Diken
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.