RESİMLERDE KALAN DİCLE VADİ VE RAYLI SİSTEM PROJESİ
Pandemiden dolayı aylarca dışarı çıkamadık, hâlâ gönül rahatlığıyla çıkamıyoruz ya gerçi. Ah ah ne büyük lütufmuş, ha deyince hemen maskesiz, dezenfektansız, kaygısız dışarı çıkmak. Sen, biz aciz kullarını o günlere tez zamanda kavuştur Allahım !
Geçenlerde Tigris Gazetesinin bürosuna gittim. Maalesef hepimizin sağlığı için iletişimi telefon ve mail üzerinden sağlıyoruz. Gerçi ben gazete çalışanı değilim, o yüzden gitmemi gerektirecek bir durum yok zaten… Tigris Gazetesi benim yazılarımı yayınlıyor. İşte tam da bu yüzden gittim, bana bu fırsatı veren gazeteyi ve çalışanlarını görmek, onlarla kısacık da olsa bir araya gelerek hasbihal etmekti amacım.
İyide oldu hatta kısacık olmadı ziyaretim epey bir sohbet ettik. Tabiî ki sohbetin ana konusu güzel memleketimiz Diyarbakır üzerineydi…
Epeydir aklımdaydı bugün yazacağım konu, İlyas Beye de sohbet esnasında yazacağımı hafif bir çınlattım.
Ve bugün düşüncelerimin dile, yazıya döküldüğü gün… ;)
Sizlerde de oluyor mu bilmiyorum ama zaman kavramı giderek bende anlamını yitirdi. Yani şöyle; yaşadığımız, gördüğümüz, duyduğumuz olaylar üç-beş sene evvel miydi yoksa çok daha önce mi artık ayırt edemiyorum fazla. Çok yoğun ve çok hızlı oluyor olaylar sanırım ondan. Ne ne zamandı karışıyor artık…
O yüzden ben deyim beş, siz deyin on yıl öncesinden itibaren şehir içi belediye otobüslerinin üzerine çok güzel resimler yapıştırılıp, işte Dicle Vadi Projemiz, Ofis semti Ekinciler Caddesinde yapılacağı söylenen Tramvay Hattı Projemiz diye tanıtımı ve reklamı yapılan projelerin resimleriydi bunlar…
Öyle güzel resimlerdi ki hani insan o resimlere baktığında Diyarbakır şivesiyle “ Vulaaa eger ki bu projeler yapılsa, Allahvekil Diyarbakır cennet olur.” dedik çoğumuz.
Tarih boyunca kenarından, ortasından, nehir geçen şehirler hem cennet gibi olmuş hem de çok değer görmüştür. Hatta o şehirler dünyanın en şanslı şehirleri kabul edilmiştir.
Bizim şehrimizde Dicle (Tigris) Nehri’ ni bağrına basmış. Dicle Vadi Projesi’ de şehrin nehre kıyısı olan 8-10 km boyunca o bölgenin ıslah edilerek, sosyal tesisler, yürüyüş alanları, insanların gidip nefes alabilecekleri şekilde düzenlenecekti güya… Yani o muhteşem resimler bunu gösteriyordu.
Bir de yanlış hatırlamıyorsam Diclekent Semtinden başlayıp, Ofis Ekinciler Caddesine kadar uzanan raylı sistem projesinin resimleriydi…
Aylarca dolaştı o resimler şehri, insanlar gördü, umutlandı. Bu şehirde de güzel şeyler olacak diye…
Ara ara tekrarlandı, tamam yapıyoruz yapacağız dendi.
Olmadı ama her şey o resimlerde kaldı. Hem Dicle Vadi Projesi hem de tramvay ya da hafif raylı sistem dedikleri…
Sonra ne o resimleri gördük bir daha ne de inandırıcılığı kaldı…
Allah var resimler çok güzeldi ama. Kim nerede hazırlatmıştı o projeyi, gerçek miydi değil miydi, photoshop muydu, yoksa hazır programlar üzerinden hazırlanıp, yazıcıdan çıkarılıp mı bastırılmıştı anlamadım(k)…
O zamanlar bu projelerin olmaması ile ilgili şehirde söylenenler mi ?
Biz iktidar partisinin belediyesi değiliz, o yüzden yapmak istediğimiz projeler için izin alamıyoruz, onay alamıyoruz, devlet bize destek vermiyor, para gelmiyor, yurtdışı kaynaklı bulduğumuz kredilere devlet engel oluyor gibi bir sürü şey …
Kimler dillendiriyordu bunu, doğru muydu değil miydi ne kimse biliyor ne de kimse sorabildi, ne de kimse adam yerine koyup bu şehrin insanına bir açıklama yaptı. Öyle gelip geçti…
Sayın Cumhurbaşkanımızın düşünceleri ise bu belediyelerin hizmet etmedikleri ve belediyeciliği bilmedikleri yönündeydi. Zaman zaman dile getirip eleştiriyorlardı da…
Sonra kayyım dönemi başladı. O da nerden baksan aşağı yukarı üç yıl oldu. Zaman su gibi geçiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın gözünün şehrin üzerinde olduğunu ve burada çok güzel şeyler yapılmasını istediğinden ve olursa destekleyeceğinden hiç şüphem yok. Kendileri de belediye başkanlığından geldiği ve başarılı bir belediyecilik ortaya koyduğu için çalışmayan belediyeleri sevmiyorlar…
Şehrin trafik sorununu çözmek, yeni geçiş yolları yapmak, halihazırda kullanılan ama ihtiyaca cevap veremeyen cadde ve sokakları genişletmek, yeni düzenlemeler yaparak şehrin çehresinin değişmesini, yeni bir vizyon kazanmasını sağlamak. Şehiriçi ulaşımı rahatlatmak, modernleştirmek, Dicle Nehri’ni şehre kazandırmak, nehrin kıyısı boyunca insanların gidip de nefes alabilecekleri göze hitap eden ve ihtiyaca cevap veren dinlenme alanları olarak düzenlemek. Ve ilk kayyımında sanki dile getirir gibi olduğu raylı sistemi hayata geçirmek.
Ve Surlar … Surlar direniyor ama bir yandan da alarm veriyor.
Bunları yapmak zor olmasa gerek, yapılmasının önünde hiçbir engel yok. Ne bekleniyor ?..
Ben bir Diyarbakır sevdalısı ve bu şehirde yaşayan biri olarak bunların yapılmasını istiyorum. Belediyecilik sadece çöp toplamak mıdır ?
Bu yazıyı okuyanlar arasında şehrin Mardinkapı’ dan sonraki bölümünde Dicle Nehrinin kenarlarında insanların gidip oturabilecekleri onlarca kafe ve çay bahçelerinin olduğunu söyleyeceklerdir. Haklılarda, cidden var öyle yerler. Hatta çok şık, otantik mekanlar var.
İyi de her şey kafe ve çay bahçelerinin olması demek mi ?
İki yıl önce bir yaz akşamı bizde gittik arkadaşlarla. Hatta gittiğimiz mekanın en alt taraçasına kadar indik, nerdeyse ayaklarımız suya değecekti.
Mekan çok güzel, su, doğa vs… Ama ya o koku, ya o sivrisinekler… Aman Allahım !..
Burnumun direği kırıldı bir, bir de sürekli ilaçlama yapılıyor, o ilaçlama aracının sesi çok kötü. Ne yazık ki ilacın sivrisineklere zerre etkisi olmuyor ama neredeyse beni boğacaktı…
Bir saat oturamadım, kaçarcasına ayrıldım şehrin o tarafından ve bir daha da gitmedim. Hâlâ öyle mi bilmiyorum…
Etrafta bir kalabalık sormayın. Öyle bir üzüldüm ki bu şehrin insanının çaresizliğine. He valla “yazığım geldi.” Çokkkk hem de… Bu şehri iyi tanıyan biri olarak aha buradan soruyorum bu şehrin insanının ailesiyle, çoluk çocuğuyla gidip güzel vakit geçirebileceği nereler var ki ?
Gerçekten çok ihtiyacı var insanların bu şehirde hizmete…
Sevgiyle … :)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.