İslam âlemi var olan  takvime; Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'ın Mekke'den Medineye gidişi olan Hicri takvimini de eklemiş ve ilk ay'a da Muharrem denilmiştir.

Allah katında; haram ve hurmet edilen ay manasına gelen Muharrem ayı aşure gününü de içinde barindirir. Ayni zamanda bu ay'a kurtuluş ve de matem ayı da denilir.

18 ağustos çarşamba günü kutlanan Aşure günü İslam dininden öncede bilinen ve kutlanan bir gündür.

Bu günde; Semavat, arz, arş, cennet, cehennem, gökler, yer, güneş, ay ve yıldızların yaratıldığına inanılır.

Yine insanların ilk atası Adem (a.s.) bu günde yaratıldığı, cennete konulduğu ve günah işleyip imtihan için dünyaya gönderildiğinde yaptığı tövbenin kabulü yine bu gündür.

Aşure gününün önemli diğer olayları;

İbrahim a.s. doğduğu ve ateşten kurtulduğu;

Musa a.s. firavun zulmünden kurtulup firavun helak olduğu;

Nuh a.s.ın gemisi tufandan kurtulup karaya çıktığı...

Hz. Ali (K.V):

"Ben Rasülüllah s.a.v.'in yanında otururken bir adam ona;

-Ya Rasülellah! Ramazan ayından sonra hangi ayda oruç tutmamı emredersiniz? Deyince Rasülüllah (s.a.v.);"Ramazan ayından sonra oruç tutacaksan Muharrem ayından tut! Çünkü O' Allahın ayıdır. O Ayda bir gün vardır ki, Allah bir kavmin tövbesini o günde kabul etti ve diğer bir kavmin tövbesini de o günde kabul edecektir." buyurdu.

Bu ayın birde matem yönü vardır.

10 Ekim 680 tarihinde Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemim ciğer paresi, gençlerin efendisi Hz. Hüseyin ve onun ahalisi ile toplam 70 kişinin bu günkü Irak sınırları içinde yer alan Kerbela’da hunharca şehit edilmesidir.

Olaylara, 655 yılında Hz. Osman(ra) döneminde başlamış 656 yılında Mısırda gelen bir gurup Hz. Osman(ra) şehit etmiş ve yerine Hz Ali (KV) halife olarak seçilmiştir.

Hz. Osmani şehit eden katillerin biran önce bulunup cezalandırmasını isteyen Hz. Aişe(ra) annemiz ile Hz. Ali (KV) cemel savaşı ile tırmanmıştır.

Bediüzzaman:

Hz. Ali(ra) ile Hz. Muaviye(ra) arasındaki mücadele ise Hilafet ve saltanat mücadelesi için yapıldı. Hz Ali(ra) mağlup oldu ve Asr-ı Saadet modeli sona erdi, hilâfet saltanata inkılap etti.

Hz. Ali efendimizle Hz. Aişe annemiz arasındaki mücadele ise Hz. Alinin savunduğu adalet-i mahza (tam adalet) ile Hz. Aişe'nin savunduğu adalet-i izafiye ( göreceli adalet) için yapıldı.

Hz Ali(ra), Peygamberimiz ve üç halifenin uyguladığı adalet-i mahzayi savunmuştur. Mağlup olmuş, ehven-i şer olarak adalet-i izafiye kazanmıştır.

Hz Huseyin(ra) ile Yezid arasındaki savaş ise Hz. Hüseyn(ra)'nin Ümetci anlayışı ile milliyetçilik arasında olmuş ve milliyetçilik galip gelmiştir.

"Hasan(ra) ve Hüseyin (ra) ve onların hanedanları ve nesilleri, manevi bir saltanata namzet idiler. Dünya saltanatı ile manevi saltanatın cemi gayet müşküldür...

Onların elleri muvakkat ve sûrî bir saltanattan cekildi; fakat parlak ve daimi bir saltanat'ı maneviyeye tain edildiler...(daha geniş izahat için Mektubat 15 mektup)

Kerbela tüm ümmetin ortak acısıdır, Ehli beyt tüm Müslümanların ortak değeridir, saygı görmesi gerekenlerdir.

Tarihe mal olmuş bu talihsiz olayı kurcalama yerine olaylardan ders çıkartma daha iyi olacağı görüşündeyim.

Tefrika yerine kucaklaşma, intikam yerine af etme ve hesap sorma yerine hesabi Allah'a bırakmayı daha uygun buluyorum.

DUA VE SELAMLARLA.