Kürtlerin hiçbir bayrakla, hiçbir dille, hiçbir inançla sorunu olmadı, halkların değerlerine düşmanlık ettiğine, aşağıladığına, yok saydığına tanık olunmamıştır, her türlü provokasyona, ırkçı saldırıya, baskı ve şiddete rağmen bu olmamıştır. Muhatap kaldığı haksız, hukuksuz her türlü muameleyi peygamber sabrıyla başından def etmeye, belayı kapısından uzak tutmaya çalışmıştır, çalışıyor. Kürtler, tarihleri boyunca halkların değerleriyle saygı çerçevesinde, barış içinde yaşadı, yaşıyor. Ancak tarihin hiçbir döneminde yok ki Kürtler kadar değerleri inkar edilmiş, iradesine saygı duyulmamış, hakları yok sayılmış, varlığı aşağılanmış, hukuku ayaklar altına alınmış bir halk yaşamış olsun. Yine dünyanın hiçbir yerinde bir halk yok ki Kürtler kadar tekçi ulus devletlerin asimilasyoncu ideolojileriyle, sonu gelmeyen şiddet politikalarıyla, ırkçı sivil, askeri bürokrasileriyle, kurdukları sistemlerin payandası konumundaki sivil faşist güruhlarıyla sorun yaşamış olsun. Buna rağmen Kürtlerin ekseriyeti, yaşadıkları her ülkenin eşit, özgür, onurlu birer yurttaşı olarak kendi kültürünü, dilini, rengini, kimliğini, inancını diğer halklarla bir arada, barış içinde yaşamanın, kadim topraklarında var olmaya devam etmenin dışında hiçbir talepte bulunmamıştır, ayrı bir halk olmaktan kaynaklı haklarından imtina etmemiştir. Bu nedenle, halkları temsil eden renklerle, sembollerle, bayraklarla, dillerle, dinlerle sorunu olmayan, dünyanın yetmiş iki milleti ile bir arada, kardeşçe yaşama, kendini gerçekleştirme kültürüne sahip Kürtlere yöneltilen haksız ithamların aslı astarı yoktur, külliyen yalandır, iftiradır. Kürtleri kast ederken, en çok da Kürt halkının kimliğine, siyasi iradesine, inançlarına karşı kullanılan, sömürgeci güçlerin yedeğindeki paramiliter Hamidiye Alayları, korucuları, cahşları, itirafçıları, düşkünleri, tetikçileri, iflah olmaz devşirmeleri bunun dışında tutuyorum. Elbette Kürtlerin ırkçı zihniyetle, inkarcı politikayla, asimilasyoncu ideolojiyle, cihatçı dinle ve onların baskıcı değerleriyle, çıplak zor aygıtlarıyla sorunları hep oldu, oluyor. Üstelik bu sorun, sayısız katliam ve soykırım girişimine, talana, sürgüne, çökertme planına, yok edici politikaya rağmen iki yüz yıldan bu yana katmerleşerek, dahası uluslar arası bir sorun haline dönüşerek devam ediyor. Sorunu inkar ederek ne bir yere varılabilir nede aşılması için bir çıkış bulunabilir. Sadece elimizi değil, gövdemizi bile taşın altına koymayı göze alsak, zihniyet devrimini yaşamadan, günü birlik ucuz politikaları, üstenci, inkarcı dili bir yana bırakmadan bu sorunu aşmak mümkün değildir...

*

Hiçbir halkın maddi, manevi değeriyle sorunu olmamış, olmayan Kürtler, çok ağır bedellere, bitmek bilmeyen her türlü askeri, sivil sefere, operasyona rağmen, her şart altında toplumsal değerlerine, siyasi iradelerine, kimliklerine, dillerine, inançlarına sahip çıktı, çıkmaya devam ediyor. Kürt halkının direniş tarihi ortadadır, uzak, yakın dönemde verdikleri varlık yokluk mücadelesi, demokrasi kavgası, ilerici insanlıkla buluşma çabası her çevre tarafından çok iyi biliniyor, dünya çapında dikkatle izleniyor, kendi içinde yaşadığı politik sorunlara rağmen toplumlar nezdinde saygı yaratıyor. Bölge devletlerinin her türlü baskısına maruz kalan Kürtler, son olarak dünyanın dört bir yanından ülkelerine taşınan gerici, faşist çetelerin insanlık dışı katliamlarına karşı yakaladığı direniş kapasitesi, ortaya koyduğu öz savunma düzeyi geri döndürülmesi mümkün olmayan bir aşamaya ulaşmıştır. Teslimiyeti reddeden ölümüne savaşan yiğit kızları ve oğullarının olağanüstü direnişi, büyük emeği, kan ve gözyaşı sayesinde bu gerçekleştirmiştir. Dahası, Kürt halkı, tarihinin hiç bir döneminde, hiç bir barbar güç odağına minneti olmadan, teslimiyeti kabul etmeden özgür yaşadı, yaşayacaktır…

*

Kürtler, okumuş, okumamış sokak serserilerinin hakaretlerini, seviyesiz ithamlarını, ipe sapa gelmez iftiralarını kaale almayacaktır, bayrak provokasyonlarına gelmeyecektir, kayyım şantajlarına pabuç bırakmayacaktır, hadsiz tehditlerine boyun eğmeyecektir. Her halk gibi, en az Türkler, Araplar, Farslar kadar eşit, özgür, onurlu bir yaşamı hak ettiğinin bilincinde olan Kürt halkını daha fazla sıkboğaz etmek, köşeye sıkıştırmak, en kötüsü itip kakmak hiç kimseye hiçbir faydası olmayacaktır. Bilinsin ki özgürlük ve demokrasi mücadelesinde kendisini ispatlamış, kabul görmüş Kürt halkının nezdinde cin şişeden çıkmıştır. Dahası, “Alavere dalavere Kürt Memet nöbete” politikası dönemi bitmiştir, ucuz hamlelerin, kandırmanın, kandırılmanın sonu gelmiştir. Demokratik cumhuriyete, barışa, kardeşleşmeye, eşit, özgür yurttaş olmaya merhaba demenin zamanıdır. Ateşe körükle gitmeye ne gerek, yıkımdan başka hiçbir işe yaramayan operasyonlara ne gerek, daha fazla kan ve gözyaşı dökmeye ne gerek…