Bu sevda başka sevda, merhaba Diyarbakır merhaba…
Bu sevda başka sevda, merhaba Diyarbakır merhaba…
Nasıl severim bir bilsen.
Köroğlu’yu,
Karayılanı,
Meçhul Askeri...
Sonra Pir Sultanı ve Bedrettin’i.
Sonra kalem yazmaz,
Bir nice sevda...
Bir bilsen,
Onlar beni nasıl severdi.
Bir bilsen, Urfa’da kurşun atanı
Minareden, barikattan,
Selvi dalından,
Ölüme nasıl gülerdi.
Bilmeni mutlak isterim,
Duyuyor musun?
(AHMET ARİF-ANADOLU şiirinden)
Nice ozanlara, nice yazarlara ve önlerinde saygı ile eğildiğim nice edebiyatçılara, bilim insanlarına 10 binlerce yıllık tarihi boyunca kucak açmış bu kadim şehre olan sevdam; 1983 yıllarına dayanır. Henüz yirmili yaşlarda bir genç kız iken tanışmıştım Diyarbakır’la. İşte o günden bu yana bitmeyen bir sevda benimkisi… Nasıl bitsin ki? O beni sımsıkı sardı sarmaladı, korudu kolladı. Zaman zaman araya ayrılıklar girdi. Binlerce kilometre mesafeler savurdu bizi. Unuttuk mu birbirimizi, asla!
İşte şimdi tekrar kavuştuk. Hem de daha güçlü bir sevda ile …
Ben Kürt değilim, Kürtçe de bilmem. Bildiğim, sevdanın her dilde ve her etnik kökende bir ortak dili olduğudur. Bendeki DİYARBAKI SEVDASI da böyle bir şey işte…Muhakkak ki birbirimizi anlıyoruz, eminim.
Artık Diyarbakır’ın hizmetindeyim, Diyarbakır’a ait ne varsa sözcüklerin sihirli gücünü kullanarak elimden geldiği dilimin döndüğünce aktarmaya çalışacağım. Kâh kızacak, kâh gülecek, kâh üzülecek kâh da çok sevineceğiz.
Kim bilir belli mi olur, belki bu sevda tarihe mal olur.
TARİH DEYİNCE…
Diyarbakır’ın tarihi, binlerce yıldır çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yaptığından ötürü oldukça zengindir. Bu kadim kentin ne yanına baksanız ayrı bir tarih yazılı, sayılmayacak denli öyküler saklıdır.
Adı ister AMİD, AMED, AMİDİ, EMİT, AMİDA, AMEDİ, O’MİD isterse DİYAR-İ BEKR, DİYARBAKIR olsun… Benim için bu KADİM ŞEHRİN gönlümdeki adı; ANA, BABA, KARDEŞ’DİR, DOSTTUR, SIRDAŞTIR!
Tarihi ile de beni büyüleyen Diyarbakır’da ele almamız gereken o kadar çok konu var ki, inşallah hem zaman hem de imkân bakımından yeterli fırsatları bulabilirim. Dert çok, sorunlar diz boyu… Ama bir o kadar da gelişmişlik, ilerlemişlik açıkça gözüküyor. Benim bırakıp gittiğim Diyarbakır ile şu an yaşadığım kent arasında da dağlar kadar fark var. DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY, DİYARBAKIR İNSANININ KALBİ…Duam o ki, bu KALP ve bu duygular asla değişmesin. HEP BÖYLE KAL DİYARBAKIR’LIM!.. Seni SEN yapan değerlerini asla kaybetme.
Bu arada yeni DİYARBAKIR VALİMİZ MÜNİR KARALOĞLU’NA HOŞ GELDİNİZ DİYOR VE GÖREVİNDE BAŞARILAR DİLİYORUM. DOĞDUĞUM ŞEHİR ANTALYA’DAN GELEN HERKES ‘BAŞ GÖZ ÜSTÜNE’!
HER HAFTA SİZLERLE TİGRİS HABER GAZETESİNDE BULUŞMAK DİLEĞİYLE ŞİMDİLİK HOŞÇAKALIN.
NOT: BAŞAK DEMİRTAŞ’IN MARUZ KALDIĞI ÇİRKİN PAYLAŞIMI ŞİDDETLE KINIYORUM. BÖYLE BİR DAVRANIŞ ASLA CEZASIZ KALMAMALIDIR. YANINDAYIZ BAŞAK DEMİRTAŞ!..